Translation of "Limité" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Limité" in a sentence and their turkish translations:

Mon français est limité.

Fransızcam sınırlı.

Notre temps est limité.

Bizim zamanımız sınırlı.

Il avait limité les sucreries.

O, şekerlemeyi azalttı.

Tu as un esprit limité.

Kafan tek taraflı çalışıyor.

Notre budget est très limité.

Bütçemiz çok sınırlı.

C'était plutôt limité, comme plan.

Büyük bir plan değildi.

Deuxièmement, l'espace. L'espace est limité, non ?

İkincisi, alan. Alan kısıtlı, değil mi?

Nous travaillons dans un budget limité.

Sınırlı bir bütçe ile çalışıyoruz.

Nous avons un stock très limité.

Çok sınırlı bir stoğumuz var.

Limité à un seul jeu de données.

tek veri seti ile sınırlanmış--

Le chemin est limité par des haies.

Yol çitlerle sınırlanmıştır.

C'était plutôt limité, comme point de vue.

Büyük bir görüş değildi.

Afin de maximiser la production dans un espace limité,

Ve kapalı çiftliklerde alanı, maksimum verimlilik için

Ajoutant des minéraux vitaux à leur régime végétarien limité.

Kısıtlı vejetaryen diyetlerine hayati mineraller ekliyorlar.

Le nombre d'élèves dans cette classe est limité à 15.

Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Que les avertissements ont un impact très limité sur les comportements.

çok makul bir varsayım gibi görünüyor.

En les récompensant par l'octroi d'un monopole limité dans le temps.

keşifte bulunmaya motive etmekti.

Elle est peu sûre d'elle et a un amour-propre limité.

O güvensiz ve düşük benlik saygısı var.

On a une chance de capturer les trois dans le temps limité qui nous est imparti.

sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.