Translation of "Travaillons" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Travaillons" in a sentence and their turkish translations:

Travaillons !

Çalışalım.

- Nous travaillons tous.
- Nous travaillons toutes.

Hepimiz çalışıyoruz.

- Nous travaillons tous dur.
- Nous travaillons toutes dur.

Hepimiz çok çalışıyoruz.

Nous travaillons quotidiennement.

Biz günlük çalışırız.

Nous travaillons ensemble.

Birlikte çalışıyoruz.

- Travaillons ensemble.
- Collaborons.

Birlikte çalışalım.

- Nous travaillons tous trop dur.
- Nous travaillons toutes trop dur.

Hepimiz çok çalışırız.

Nous travaillons à l'instant.

Şu anda çalışıyoruz.

Travaillons ensemble sur ceci.

Bu konuda birlikte çalışalım.

Nous travaillons tous ensemble.

Biz hep birlikte çalışıyoruz.

- Nous travaillons à corriger ce bug.
- Nous travaillons pour corriger ce bug.

Bu hatayı düzeltmeye çalışıyoruz.

Travaillons-nous plus dur qu'auparavant ?

Şimdi eskiye göre daha mı sıkı çalışıyoruz?

Nous travaillons pour la paix.

Biz barış yararına çalışıyoruz.

Nous travaillons dans une usine.

- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Bir fabrikada çalışırız.

Nous ne travaillons jamais le dimanche.

Biz pazar günü asla çalışmayız.

Nous travaillons dans un budget limité.

Sınırlı bir bütçe ile çalışıyoruz.

Nous travaillons pour gagner de l'argent.

Para kazanmak için çalışırız.

Nous travaillons pour corriger ce bug.

Bu hatayı düzeltmeye çalışıyoruz.

Nous, nous travaillons et lui regarde.

Biz burada çalışıyoruz ve o sadece izliyor.

- Nous travaillerons demain.
- Nous travaillons demain.

Yarın çalışacağız.

Tom et moi travaillons bien ensemble.

Tom ve ben birlikte iyi çalışırız.

Nous travaillons actuellement sur ce problème.

Şu anda o sorun üzerinde çalışıyoruz.

Nous ne travaillons plus pour Tom.

Artık Tom için çalışmıyoruz.

C'est ce sur quoi nous travaillons.

Üzerinde çalıştığımız şey bu.

Nous ne travaillons jamais le lundi.

Pazartesi günü asla çalışmayız.

- Nous travaillons aussi vite que nous pouvons.
- Nous travaillons aussi vite que nous le pouvons.

- Elimizden geldiğince hızlı çalışıyoruz.
- Mümkün olduğunca seri çalışıyoruz.

- Nous travaillons chaque jour sauf le dimanche.
- Nous travaillons tous les jours sauf le dimanche.

- Biz pazar hariç her gün çalışırız.
- Biz pazar günleri hariç her gün çalışırız.

Nous travaillons chaque jour sauf le dimanche.

Biz pazar günleri hariç her gün çalışırız.

Nous travaillons avec ce que nous avons.

Sahip olduğumuz şeyle çalışıyoruz.

- Nous travaillons de jour et nous reposons la nuit.
- Nous travaillons le jour et nous reposons la nuit.
- Nous travaillons le jour et nous nous reposons la nuit.

Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.

Nous travaillons la majorité de nos heures éveillées.

Uyanık olduğumuz saatlerin çoğunu işte geçiririz.

Nous travaillons dur pour rattraper le temps perdu.

Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışıyoruz.

Nous travaillons du lever au coucher du soleil.

Sabahtan akşama kadar çalışırız.

Sally et moi travaillons dans le même bureau.

Sally ve ben aynı ofiste çalışıyoruz.

Tom et moi travaillons dans le même hôpital.

Tom ve ben aynı hastanede çalışıyoruz.

Nous travaillons tous les jours sauf le dimanche.

Biz pazar hariç her gün çalışırız.

Travaillons sur un seul projet à la fois.

Bir seferde bir proje üzerinde çalışalım.

Ce laboratoire est l'endroit où nous travaillons chaque jour.

Bu laborauvar her gün çalıştığımız yer.

- Pour qui travaillons-nous ?
- Pour qui travaille-t-on ?

Kim için çalışıyoruz?

Pour savoir qui ils sont vraiment, avec qui nous travaillons,

Gerçekte kim olduklarını, gerçekte kimlerle çalıştığımızı bilmek için,

Comment c'est? nous venons de nous dire que nous travaillons dur

nasıl yani yahu? az önce o kadar anlattık çalışkan dedik

- Nous travaillons sur ça depuis cinq mois. Ne le fous pas en l'air maintenant !
- Nous travaillons sur ça depuis cinq mois. Ne le foutez pas en l'air maintenant !
- Nous y travaillons depuis cinq mois. Ne le fous pas en l'air maintenant !
- Nous y travaillons depuis cinq mois. Ne le foutez pas en l'air maintenant !

Bunun üzerinde beş aydır çalışıyoruz. Sakın şimdi batırmayın.

Nous travaillons de neuf heures du matin à cinq heures du soir.

Biz dokuzdan beşe kadar çalışırız.

Nous ne faisons pas d'argent, nous ne travaillons pas, nous ne sortons pas.

Para kazanmıyoruz, çalışmıyoruz, dışarı çıkmıyoruz.