Examples of using "Arme" in a sentence and their turkish translations:
Silahını bırak.
Bir silah seç.
Silahını seç.
Bu bir silahtır.
Bana silahını ver.
Bir silah taşıyor musun?
Bana bir silah ver.
Silahını yere at.
Silahını bırak!
Silahsızdım.
Bir silahım var.
Bir silah getirdin mi?
Hiçbir silah bulunmadı.
biyolojik bir silahtır
Bir silaha ihtiyacım var.
Silahın nerede?
Tom'un bir silahı vardı.
Tom silahını yeniden doldurdu.
Polis! Silahını bırak!
Bu bir silah değil.
Bir silahın var mı?
ve deprem silahı gibi
Ya rab, bize sabır ver!
Silahını bırak dedim!
Tom'un gizli bir silahı var.
Bir silah satın aldın mı?
Hiçbir silah keşfedilmedi.
Hiçbir silah bulunamadı.
Silahını yere at.
Silahını buraya fırlat.
Silahın yüklü mü?
Belki bir silah almalısın.
- Silahın olduğunu biliyorum.
- Silahınızın olduğunu biliyorum.
O bir silah sıktı.
İyi bir bellek onun silahıdır.
Neden bir silah getirdin?
O, silahını bana doğru çevirdi.
Bu silah için bir ruhsatım var.
Neden bir silah taşıyorsun?
Silahını kimseye doğrultma.
Silahı bırak.
Şu silah dolu mu?
Bir silah gibi görünüyordu.
Atom bombası korkunç bir silahtır.
- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.
Silahını nerede sakladığını biliyorum.
Ben bir silah çaldım.
Bu ipeksi iplikler gizli bir silahtır.
Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.
Bir silahım olduğunu kim söyledi?
Silahını bana doğrultma.
Katil silahı onunla birlikte götürdü.
O silahı bana doğrultmak istemiyorsun.
Silahı indirdi ve yürüyüp gitti.
CA: Netflix'te diğer gizli silaha sahip gibisin,
Hiç silahım yok.
Silahımda daha fazla mermi yok.
Adam polise bir silah doğrulttu.
Polis silahını teslim etmesi için suçluyu ikna etti.
Tom'un neden bir silahı var?
Bir silahım yok.
Bir silah taşımaya hiç ihtiyacım olmadı.
Erkek kardeşim silah sallayan biri tarafından tehdit edildi.
Halkın düne sadece bugüne karşı bir silah olarak ihtiyacı vardır.
Hırsız, silahını polise doğrulttu.
Tanıdığım, silahı olan tek kişi sensin.
O, her zaman bir tüfek ile yürür.
Tom silahını temizlerken kazara kendini ayağından vurdu.
- Tom silahını çıkardı.
- Tom emaneti çıkardı.
Balistik raporuna göre, bu silah cinayet silahı olamaz.
Böyle bir adam ava gitmez ve nadiren silah sahibidir.
Silahı olan tanıdığım tek kişisin.
bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.
Gerçekten bir silahım yok.
Kapıda duran elinde silahı olan bir adam var.
Tom bir silahı varmış gibi yaptı.
Silahlarınızı bırakın!
Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.