Translation of "Imaginez" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Imaginez" in a sentence and their turkish translations:

Imaginez.

Bir düşünün.

Imaginez ça :

Hayal edin:

Imaginez ceci :

Şunu hayal edin:

Imaginez une fourmi

düşünsenize bir karıncaların

Imaginez une civilisation estivale

Bir yaz medeniyeti hayal edin,

Imaginez la situation suivante.

Şu durumu hayal edin:

Imaginez des villes arabes

Bir gün uyandığınız ve bulamadığınız Arap şehirlerini hayal edin ...

Imaginez à quoi ressemblerait ce monde,

Dünyanın çocukların geleceği heyecanla bekledikleri

imaginez ce gars tous les jours

düşünün ki bu adam her gün

Et imaginez maintenant que tout aveugle

ve şimdi hepsinin kör olduğunu düşünün

Imaginez que l'hippocampe est une clé USB

Hipokampüsü bir USB bellek gibi

Imaginez : un homme imposant, tatoué, en sueur,

Düşünün bir: İri, terli, dövmeli bir adam,

Maintenant, imaginez s'il ne vous arrivait rien

başına gelmeyen kalmadı bir düşünsenize şimdi

Imaginez l'armée la plus puissante du monde

dünyanın en güçlü ordusunu bir hayal edin

C'est dingue. Imaginez avoir 2 000 doigts.

Bu nasıl mümkün? 2.000 parmağın olduğunu düşün.

Imaginez ce qu'ils créeront : des avancées, des inventions.

Onların yapacakları muazzam buluşları düşünün:

Imaginez que vous découvriez que votre endroit préféré,

Sıklıkla gidip, arkadaşlarınız veya mekânın demirbaşlarıyla takıldığınız

imaginez qu'il y a des millions de soldats

milyonlarca askeri olduğunu düşünün

Maintenant, imaginez que vous vous trouvez sur le rivage,

Şimdi, kendinizi sahilde duruyor halde düşünmenizi istiyorum

Mais vous imaginez bien, niveau goût, c'est pas top.

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

Quand vous imaginez ce qu’il se passe sur Twitch,

Yani Twitch'de ne olup bittiğini hayal ettiğinizde

Imaginez juste un instant être bloqué dans une cellule

Bir an için o hücrelerde kendinizi düşünün

Imaginez juste que l'on puisse voler comme des oiseaux.

Sadece, kuşlar gibi uçabildiğimizi düşünün.

Imaginez un paysage composé uniquement de pins et de fougères.

Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin.

Donc, s'il vous plaît, imaginez que vous poussez une carte.

Bu yüzden lütfen kartlardan birini bana doğru ittiğinizi hayal edin.

imaginez les filles sauter à la corde dans cette rue

o sokakta ip atlayan kız çocuklarını düşünün

Imaginez que vous vous préparez à vous rendre à une fête.

Bir partiye gitmek için hazırlandığınızı hayal edin.

Imaginez que vous ayez un ami qui vous fait constamment des remarques

Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi

Imaginez-vous tout seul, au beau milieu d'une paroi de 600 mètres,

610 metre bir yapının en zorlu kısmında tek başınıza olduğunuzu düşünün,

imaginez que les chrétiens prennent la Kaaba et la transforment en église

düşünün ki Kabeyi Hristiyanlar ele geçiriyor ve orayı kiliseye çeviriyorlar

imaginez un lieu de travail où des gens de toutes couleurs et de toutes origines

Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,

Imaginez un homme qui rit de tout ce qu'il riait même quand il est né

bir adam düşünün her şeye gülüyor doğduğunda bile gülmüş

Imaginez la vie d'un des 100 000 ouvriers employés par Samsung en Corée du Sud. Il se

Güney Kore'de SAMSUNG tarafından işe alınmış 100,000 kişiden birinin hayatını hayal edin. Sabah