Examples of using "Grands" in a sentence and their turkish translations:
Onlar büyük.
Harika şairlere sahip olmak için büyük izleyiciler olmalıdır.
Büyük beyaz köpek balıkları.
- Gözlerini dört aç!
- Çok dikkatli ol!
Bizim çocuklarımız olgun.
Ağaçlar büyük.
Ben doğayı seviyorum.
Onlar çok büyük.
Büyükbabalarım ve büyükannelerim ne yapıyorlar?
- Noel şimdi çok yakın.
- Noel artık çok yakın.
Onun büyük ayakları var.
Noel hızla yaklaşıyor.
Perdelerin hepsi açıktı.
Mary'nin büyük gözleri var.
Büyük akıllar benzer düşünürler.
Neden gözleriniz bu kadar büyük?
Daha uzun, daha mı yakışıklıyız?
Onun büyük mavi gözleri var.
- Büyük değişiklikler ayakta.
- Büyük değişiklikler yolda.
- Büyük değişimler oluyor.
İlkbahar yakında geliyor.
Onun büyük mavi gözleri var.
Büyük ilerleme yapıldı.
Bu pantolon benim için çok büyük.
Bu bebeğin büyük gözleri var.
Onlar uzun boylu mu?
Mary'nin iri kahverengi gözleri var.
Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.
tüm o büyük insanların yanından hızlıca geçmek
bağdaştırmakta rahatlık duyuyorlar.
bir hakemlik sürecinden geçer.
o dönem ki en büyük kubbelerden
hiçbirimizin dedesi de zengin değildi ama
Geçmiş dönemde nenelerimiz, annelerimiz
Sen harikasın.
Daha büyük çocuklar küçük olanlara eziyet ederler.
The Great Lakes içme suyu sağlar.
O, büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü.
Baykuşların büyük gözleri var.
Bu atın büyük güzel gözleri var.
Yeni yıl uzun adımlarla geliyor.
Nar tohumları nispeten büyüktür.
Küçük sırlar büyük yalanlar yapar.
Onlar bizden çok daha uzunlar.
Bu giysiler senin için fazla büyük.
Büyükbaba ve büyükannelerim ben doğmadan önce öldüler.
Taşma noktaları üç tehdidi beraberinde getiriyor.
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
diğer hayvanlardan ayıran özelliği ise kalabalık guruplar halinde
İngilizce öğrenmekten büyük yararlar sağlayacaksın.
Turnalar büyük güzel hayvanlardır.
Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.
Caddeyi dikkatsizce geçen biri kendini büyük tehlikeye atar.
Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.
- Kendisi Japonya'daki en meşhur bilim adamlarındandır.
- Japonya'daki en büyük bilim adamlarından biridir.
Bu, astrofizikteki en büyük gizemlerinden biridir.
Kuzeyden gelen uçan sincaplar ağaçların içinde yuva yapar.
Benim tüm akrabalarım benden daha uzundur.
Büyük ebeveynlerimin Boston'da bir evleri vardı.
Büyük ebeveynlerimin enerjilerine sık sık şaşırıyorum.
Dünyadaki en büyük bilim insanları arasında sayılıyor.
Büyük ebeveynlerim geçen yüzyılda doğdu.
Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu.
Tarihteki en iyi toplumsal hareketlerin çoğu
karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.
Yerel hareket edebilmek için muazzam fedakârlıklar yaptık
İri ve parlak gözlerinin içine baktım
Hemingway, Afrika'daki büyük hayvan avından hoşlandı.
Satışlar her büyük mağazada düştü.
Onlar Avrupa sanatının seçkin şaheserleridirler.
Biz mağazalardan hediyeler satın alabiliriz.
Harika arkadaşlar olabileceğimizi düşünüyorum.
Genel olarak konuşursak, erkekler kadınlardan daha uzundur.
Büyükanne ve büyükbabanı sık sık ziyaret ediyor musun?
Evrimsel biyolojideki en büyük gizemlerden biri
Büyük beyazlar pek çok duyu kullanarak avlanırlar.
Ve bunu büyük lansmanlarla insanlara duyurdular
olan bu limanın önemini size anlatmalıyız.
Sevmek ve sevilmek en büyük mutluluk.
Parkta bir sürü uzun ağaç var.
Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.
Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.
Neden büyük günler sadece yirmi dört saat?
Büyük insanlar; insanlığın muhteviyatlarıdır.
Artık büyüdün.
Büyük insanlar her zaman güçlü değildir.
Avrupalılar dünyanın en büyük alkol tüketicileridir.
Havuzun etrafında bazı büyük ağaçlar vardı.
Bu, tüm bilimin en büyük gizemlerinden biridir.
Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.
O büyükebeveynlerinin yaşadığı aynı evde yaşıyor.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
Tanrıyı ve komşuları sevmek iki büyük emirdir.
- Bundan daha büyük köpekler yok.
- Bundan daha büyük köpek yok.