Examples of using "Nos" in a sentence and their turkish translations:
Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --
...Apa Sherpa Vakfı'na destek artacaktır.
yaşamlarımız, hayallerimiz, geleceğimiz kendimize ait değil,
Misafirlerimiz geliyorlar.
Bunu kız kardeşlerimize, dostlarımıza, kuzenlerimize yayıyoruz.
Çocuklarımız,
iş arkadaşlarımız,
topluluklarımız.
Doktorlarımıza ve hemşirelerimize artık değer verelim.
Kaderlerimiz önceden belirlenmedi, bizim ellerimizde.
bizim çocuklarımız gençlerimiz asla ilerleyemesin
Müttefiklerimiz güçsüz.
Onlar bizim misafirlerimiz.
Misafirlerimiz vardılar.
Go Pro'larımız vardı,
İyi bir gün geçirmemize dair
Saatlerimizi senkronize edelim.
Satışlarımız azalıyor.
Ebeveynlerimiz ona bayılıyor.
İşte bizim kitaplarımız.
Misafirlerimizi karşılayalım.
Bizim kaynaklarımız tükeniyor.
Giderlerimizi kısalım.
Şehirlerimiz ve topluluklarımız hazır değil.
Bunlar bizim çocuklarımız.
Amerikalılar bizim arkadaşlarımızdır.
Hepimizin siparişleri var.
Hepimizin sırları var.
Valizlerimizi kaybettiler.
Onlar bunu şirketimize gösterdi.
iPhone'larımız vardı,
özçekim çubuklarımız vardı,
Çocuklarımız bunu görebiliyor.
buzullarımız süratle eriyor
Yaptığımız araştırmalar bunu gösteriyor
...erzaklarımız çoktan azalmıştı.
Senin fikrin benimkinden çok farklı.
Görüşmelerimiz koptu.
Onlar bizim arabalarımız.
Ev ödevini birlikte yapalım.
Geldiğimiz yoldan geri dönelim.
Müşterilerimizi severiz.
- Özür dileriz.
- Özür diliyoruz.
Onlar bizim arkadaşımızdır.
Çocuklarımız bizden nefret ediyor.
Eşyamız nerede?
Bunlar bizim kitaplarımız.
Planlarımız şekilleniyor.
Bizim farklılıklarımız var.
Konuya geri dönelim.
- Misafirlerimizin acelesi var.
- Misafirlerimiz bir telaş içindeler.
Hayatımızı kaybetme tehlikesi içerisindeydik.
Yerlerimize geri gidelim.
Biz çocuklarımızı seviyoruz.
Siz bizim arkadaşımızsınız.
Bizim önceliklerimiz hatalı.
Çocuklarımız şişman.
Bizim çocuklarımız olgun.
Biz sorunlarımızı biliyoruz.
Parklarımızı seviyoruz.
Bunlar bizim düşmanlarımıız.
Niyetimiz iyiydi.
Şemsiyelerimiz nerede?
Her tarafta insanlar var.
Çocuklarımız nerede?
Bizim şanslarımız nedir?
Bizim nedenlerimiz vardı.
Tom adlarımızı bildi.
Bizim kocalarımız Polonyalı.
O bizim övgümüze layık.
Bizim tanrılarımız öldü.
Cephanemiz tükendi.
Hepimiz ayakkabılarımızı çıkaralım.
Arkadaşlarımız nerede?
Bizim evimiz, bizim kurallarımız.
Bunlar bizim çocuklarımız.
Çabalarımızı iki katına çıkarıyoruz.
Hayatlarımız değişti.
Karnizmin bedelini, kalbimizle ve aklımızla,
ellerimizle başımızı bu şekilde korumalıyız
Harcamalarımızı kısmalıyız.
Komşularımızı görmeye gittik.
Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
Hayatlarımız sizin elinizdedir.
Onlar planlarımızı biliyor.
ve ilişkilerimizi ayrıştırıyor
ve deneylerimiz de bunu kanıtlıyor.
Günlük alışkanlıklarımız üretiyor.
Kurumlarımız tekrar işliyorlardı.
Çocuklarımız tekrar gülümsüyordu,
O duvarları boyarken
bu pazardaki payımızı arttırmayı planlıyoruz."