Examples of using "Effrayé" in a sentence and their turkish translations:
Korkunç bir şekilde korktum.
Tom korkmuş görünüyor.
Kedi beni korkuttu.
Bir şey Tom'u korkuttu.
Tom korkmuş görünmüyor.
Tom çocukları korkuttu.
Tom'un kafası karışmış ve korkmuş.
Oh hadi, korkma.
Tom biraz korkmuş görünüyordu.
Tom korktuğunu söyledi.
Tom çaresiz ve korkmuş hissetti.
O, korkmuş gibi davrandı.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
O, kediyi korkutup kaçırdı.
Görüntüden korkmuştu.
Kedi beni korkuttu.
Sanırım bir şey Tom'u korkuttu.
Kedi tanımadığı bir gürültüden korktu.
Bir şey söylemek istedim ama çok korkmuştum.
Tom korkmuş.
Korkuyor musun?
kim olduğunu veya niçin güreştiğini
Onun ölebileceğinden korktum.
Tom, Mary'yi korkuttu.
Maymun ona atladığında korkmuştu.
Beni korkutan bu.
O, büyük yılanı görünce çok korktu.
Hiç korkmadım.
- Hiç korkmuyorum.
- Ben hiç korkmuyorum.
Tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi.
Tom polisten korkmuyordu.
Köpekten korkmana gerek yok, o tamamen zararsızdır.
Seni ne korkuttu?
Hâlâ korkuyor musun?
Onu neyin korkuttuğunu merak ediyorum.
Sanırım seni biraz korkuttular.
İnsanların yeni fikirlerden neden korktuklarını anlayamıyorum. Ben eskilerinden korkarım.
Bu kadar çok neyden korktuğumu bilmiyorum.
Korkmuş olmalısın biliyorum.
Korkmuştun, değil mi?
Seni korkuttuysam üzgünüm.
Korkacak bir şey yok.
Karanlıktan korkmadığını umuyorum.
Neden bu kadar korkuyorsun? Bu sadece bir film.
Yeni insanlarla tanışmaktan korkma.