Examples of using "Difficilement" in a sentence and their turkish translations:
Güçlükle yürüyebiliyorum.
O pek adil görünmüyor.
Evinizi zorla buldum.
O adını güçlükle yazabiliyor.
İlk aşklar çok zor unutulur.
Bazı yıldızlar çıplak gözle güçlükle görülebilmektedir.
Onlar öğretmenlerinin sorusuna güçlükle cevap verdi.
Seyirci konserin başlamasını güçlükle bekleyebildi.
Yoğun sis nedeniyle, sokağı görmek zordu.
İki erkek kardeş birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki onları birbirlerinden zorlukla ayırt edebiliyorum.
-yılı karıştırabilirim sadece Anneler Günüydü diyelim,
Onun davranışına güçlükle katlanıyorum.
Onunla ilk karşılaştığımda Tom neredeyse hiç Fransızca konuşamadı.