Translation of "Concours" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Concours" in a sentence and their turkish translations:

Elle participa au concours.

O, yarışmaya katıldı.

- Vous devriez vraiment participer au concours.
- Tu devrais vraiment participer au concours.

Gerçekten yarışmaya girmelisin.

Un vrai concours de chant.

Atışıyorlar.

Des concours ont eu lieu

yarışmalar düzenleniyordu

Tom a gagné le concours.

Tom yarışmayı kazandı.

Le concours se termine demain.

Yarışma yarın sona erer.

Les concours d'orthographe sont stupides.

Heceleme yarışması aptalcadır.

Ceci n'est pas un concours.

Bu bir yarışma değil.

Qui a gagné le concours ?

Yarışmayı kim kazandı?

- Tom a gagné le concours l'année dernière.
- Tom a remporté le concours l'année dernière.

Tom geçen yıl yarışmayı kazandı.

- Ils ont gagné le concours de baisers.
- Elles ont gagné le concours de baisers.

Öpüşme yarışmasını kazandılar.

à participer à des concours scientifiques

bilim yarışmaları hazırlamaya,

Il participa au concours de dressage hippique.

At koşum bağlama yarışmasına katıldı.

Ce n'est pas un concours de beauté.

Bu bir güzellik yarışması değil.

Donc, pendant que j'étudiais l'anatomie pour un concours,

Böylece bir yarışma için anatomiye çalışırken

Il remportera sans doute le concours de diction.

O, muhtemelen konuşma yarışmasını kazanacaktır.

La vérité n'est pas un concours de popularité.

Gerçek, popülerlik yarışması değildir.

Tom a remporté un prix au concours d'orthographe.

Tom yazım yarışmasında bir ödül kazandı.

En utilisant l'argent que j'avais obtenu des concours précédents.

önceki bilim fuarları ödüllerimden gelen paraları kullandım.

Elle a gagné le concours de tee-shirts mouillés.

O, ıslak tişört yarışmasını kazandı.

L'élection présidentielle, ça n'est pas un concours de beauté.

Başkanlık seçimi güzellik yarışması değildir.

Tom a gagné le Concours Eurovision de la chanson.

Tom, Eurovision Şarkı Yarışmasını kazandı.

Il reçut un prix pour avoir remporté le concours.

O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.

Vous avez remporté un prix au concours d'orthographe, non?

Yazma yarışmasında bir ödül kazandın, değil mi?

Elle a gagné le premier prix au concours de diction.

Konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

Je suis sûr qu'il va remporter le concours de diction.

Onun konuşma yarışmasını kazandığına eminim.

Le gagnant du concours est le travail dans l'entreprise de Trump.

yarışmayı kazanana ödül, Trump'ın şirketinde iş

Elle a l'intention de prendre part à un concours de beauté.

O bir güzellik yarışmasına katılmak niyetinde.

Le fils des voisins a remporté le concours d'orthographe de l'école.

Komşunun oğlu okulda heceleme yarışmasını kazandı.

- Je pris part au concours.
- J'ai pris part à la compétition.

Ben yarışmaya katıldım.

La suite d'un concours avec la liste appelée la liste des équilibres internationaux, qui

aldığı uluslararası dengeler listesi adı verilen listeyle yapılan yarışmanın ışığında zafer

Par ses propres efforts et un peu de chance, il gagna le premier prix du concours.

Kendi çabaları ve biraz şans sayesinde, o, yarışmada birincilik ödülünü kazandı.

Les tours présentés par l'illusionniste hollandais, qui avait remporté le premier prix au concours, ont semblé susciter plein d'admiration.

Yarışmada en büyük ödülü alan Hollandalı sihirbazın sergilediği numaralar büyük beğeni kazanmış.

Le sport national du Bhoutan est le tir à l'arc, et des concours sont régulièrement organisés dans la plupart des villes.

Butan'ın milli sporu okçuluktur ve yarışmalar düzenli olarak çoğu şehirlerde düzenlenir.