Translation of "Chaton" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Chaton" in a sentence and their turkish translations:

Le chaton voulait entrer.

Kedi yavrusu içeri girmek istedi.

Un chaton est né.

Bir kedi yavrusu doğdu.

J'ai appelé le chaton Tama.

Kedi yavrusuna Tama adını verdim.

Tu veux voir mon chaton ?

Yavru kedimi görmek istiyor musun?

Elle a appelé le chaton "Jaguar".

Kedi yavrusuna "jaguar"diye seslendi.

Le chaton joue avec une balle.

Yavru kedi topla oynuyor.

Finalement, elle choisit un autre chaton.

- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- Sonunda başka bir yavru kedi seçti.

Le tigreau ressemblait à un gros chaton.

Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.

A-t-elle fait mal à ce chaton ?

O, kedi yavrusunu incitti mi?

- Le chaton lapa le lait que je versais dans la saucière.
- Le chaton lapait le lait que je versais dans la saucière.

Kedi yavrusu fincan tabağına döktüğüm sütü şapırdatarak içti.

- Ma fille veut un petit chat.
- Ma fille veut un chaton.

Benim kızım bir yavru kedi istiyor.

Lorsqu'un Père Noël professionnel est venu me voir avec un chaton mourant -

Profesyonel bir Noel Baba, neredeyse ölecek bir kedi yavrusunu getirdiğinde -

On a ramené le chaton à la maison, et on l'a appelé Tucker -

Annemle birlikte bu yavruyu eve götürdük, ona Tucker adını verdik

Et que j'ai dû lui dire que je ne pouvais pas soigner son chaton,

ve ona yavruyu kurtaramayacağımı söylemek zorunda kaldığımda

J'ai vu Tom l'autre jour. Il a aidé un chaton qui se noyait dans la rivière.

Geçen gün Tom'u gördüm. Nehirde boğulmakta olan bir kedi yavrusuna yardım ediyordu.