Examples of using "Joue" in a sentence and their turkish translations:
Oynayın!
O orada oynuyor.
Tony oynuyor.
Orkestra çalıyor.
O, Bach çalar.
O monopoly oynuyor.
Mary futbol oynuyor.
O çok iyi oynuyor.
Sert bir adam gibi davranıyor.
Hamlet'i kim oynuyor?
Tony nerede oynuyor?
Ben onunla korkusuzca oynuyorum.
Nişan al. Ateş!
Tom dışarıda oynuyor.
Tom hâlâ oynuyor mu?
O dışarıda oynuyor.
Benimle oyna.
O gitar çalar, o piyano çalar.
- Benim yanağımı öptü.
- Beni yanağımdan öptü.
"Diye tenis oynar mı?" "Evet oynar."
O benim kedimle oynuyor.
Aslında basketbol oynuyorum.
Tom frizbi oynuyor.
Mary piyano çalar.
O burada oynuyor.
O, her zaman iyi oynar.
Piyano çalarım.
- O futbol oynar.
- Futbol oynar.
Golf oynuyor.
Miho piyano çalar.
O piyano çalar.
O orada oynar.
Sakin olun.
- Keman çalarım.
- Ben keman çalarım.
Kenji tenis oynar.
- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.
Ding bilgisayarda oynuyor.
O monopoly oynuyor.
Bize bir melodi çal.
Beyzbol oynarım.
Oyunlar oynamam.
Bana biraz Chopin çal.
O, piyano çalıyor.
O, perşembe günleri oynar.
Ben şopen çalarım.
Tenis oynarım.
Tom trombon çalıyor.
- Tom piyano çalıyor.
- Tom piyano çalar.
Mary futbol oynuyor.
Futbol oynarım.
Küçük çocuk oynuyor.
Tom futbol oynar.
Duvar tenisi oynarım.
Kim golf oynar?
Tom tenis oynar.
Ben rugby oynarım.
Ben hokey oynarım.
Kim piyano çalıyor?
- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.
- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynar.
Piyano çalıyor mu?
O onun yanağını öptü.
- O, onu yanağından öptü.
- Onu yanağından öptü.
Tom bariton saksafon çalar ve Mary alto saksafon çalar.
O çok iyi piyano çalar.
Burası şeffaflıkla dans ediyor.
Bu ise havayla ilgili.
hani telefonla mı oynuyor?
Ben bir grupta çalıyorum.
Ben çok voleybol oynarım.
Tom şimdi keman çalıyor.
O gitar çalar.
O, onu yanağından öptü.
O, piyano çalar mı?
Kumi, şimdi tenis oynuyor.
O, güzel keman çalar.
O sık sık piyano çalar.
Ben bilgisayarla oynuyorum.