Examples of using "Casse" in a sentence and their turkish translations:
Ben izinliyim.
Defol.
O gözü pek.
Cam kolayca kırılır.
O bir zeka oyunu.
Bir şey kırmıyorum.
- Defol, aptal herif!
- Yürü lan, hırbo!
Kapıyı kırma.
Bir şey kırılırsa ne olur?
Baş belâsı olma!
Herhangi bir aperitif hazırladın mı?
at onu üzerinden atar ve bacağı kırılır.
Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.
- Yollara düşüyorum.
- Yola çıkıyorum.
- Yola koyuluyorum.
Sandviçleri getireceğim.
Kız kardeşim bir baş belası gibi!
Sadece hiçbir şeyi kırma.
Bulmacayı nasıl çözeceğimi bilemiyorum.
Şu çocuk sık sık bir top ile pencerelerimizi kırıyor.
Mızmız adam yine işe geç kaldı.
Defol.
Plastik kolayca kırılmaz.
O, odayı her temizlemesinde bir şey kırar.
O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
Bana paranı ver yoksa seni döverim.
Bir balyoz ile ceviz kırma.
Onu kırmadan kutuyu açamayacağım.
Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin!
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
Yola koyulalım.
Defol.
Bana bir aperitif yapabilir misin?
- Çık dışarı!
- Defol!
- Yürü git!
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.
Defol buradan!
O, benimle uğraşıyor.
Senin için bir sandviç hazırladım.
aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar
Hareket edelim.
Su testisi su yolunda kırılır.
Defol.
Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.
Onlar seni burada görmeden önce git buradan.