Examples of using "éveillé" in a sentence and their turkish translations:
Ben hayal kuruyorum.
Tom uyumuyordu.
Uyanık kal.
- Uyanmıştım.
- Uyanıktım.
Uyanık kalmaya çalış.
Henüz hiç kimse uyanmamıştı.
Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.
O tamamen uyanık.
O tamamen uyanıktı.
- O beni gece uyanık tutar.
- O beni gece ayakta tutar.
Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.
Ben bütün gece uyanık olacağım.
Gece seni ne uyanık tutar?
O zaman, halen uyanıktım.
Gece geç saatlere kadar yatmadım.
O, bütün gece yatmadı.
Tom bütün gece ayaktaydı.
Tom genellikle bütün gece ayakta kalır.
Uyandırıldın.
Sıcaklık bütün gece beni uyanık tuttu.
Bütün gece uyumadan uzandı.
Dün gece geç saatlere kadar yatmadım.
Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyumaz.
Çok geç saatlere kadar seni ayakta tutan nedir?
Neredeyse bütün gece uyanıktım.
Uyandım.
- Gece gece seni ayakta tutan nedir?
- Gece gece seni uyutmayan nedir?
Uyumuyordum.
MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız
Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.
Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkınım.
Kahve beni uyanık tutar.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
Uyanık kalman gerekiyor.
Tamamen uyanığım.
Bu akşam tüm gece uykusuz kalacağım gibi görünüyor.
Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.
Uyanık kalmak için biraz daha kahve içmek zorunda kalabilirim.
Uyanık olduğunu bilmiyordum.
Tom ne yapması gerektiğini düşünürken uzun süre gözüne uyku girmedi.
Gürültü bütün gece beni uyutmadı.
Dün gece üst kattaki bir tür parti saat bire kadar beni uyutmadı.
- Gece gece sizi ayakta tutan nedir?
- Gece gece sizi uyutmayan nedir?
Uyanık olduğunu fark etmedim.
Dün gece ben hâlâ uyanıkken evim soyuldu.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.