Examples of using "Ylhäällä" in a sentence and their turkish translations:
Ellerin yukarıda dışarı çık.
Bakın, orada bir ışık demeti de var, bakın!
Üst sağ yirmilik dişim ağrıyor.
Tom uyanık.
Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.
Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.
Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek
Onu düşündüğüm için bütün gece ayaktaydım.
Güneşin doğuşunu görmek için ne sıklıkla yeterince erken kalkarsın?
-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.
Bu muhtemelen iyi olur, yukarıda hava hava çok ısınmaya başlamıştı.
Tom şimdi ayakta.
Dün gece, saat 02'ye kadar televizyonda Olimpiyat Oyunları izleyerek yatmadım.