Translation of "Ulos" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Ulos" in a sentence and their turkish translations:

- Päästä minut ulos!
- Päästäkää ulos!

Çıkarın beni!

- Ala vetää.
- Häivy!
- Mene pois!
- Ulos täältä!
- Ulos!
- Mene ulos!

Defol.

- He menivät ulos.
- He astuivat ulos.

Dışarı çıktılar.

- Hengitä ulos.
- Hengittäkää ulos.
- Uloshengitä.
- Uloshengittäkää.

Soluk ver.

Kaikki ulos.

- Herkes terk etsin.
- Herkes çıksın.

Tule ulos.

Dışarı gel.

Juoksin ulos.

Dışarıya koştum.

Katsopa ulos.

Sadece dışarı bak.

- Tom palasi ulos.
- Tom meni takaisin ulos.

Tom dışarıya geri döndü.

- Hän harvoin menee ulos.
- Hän menee ulos harvoin.
- Hän menee harvoin ulos.

O nadiren dışarı gider.

- Minä tulen ulos hetken päästä.
- Tulen ulos hetken päästä.
- Minä tulen ulos minuutin päästä.
- Tulen ulos minuutin päästä.

Bir dakika içinde dışarıda olacağım.

- Tom livahti ulos luokasta.
- Tom luikahti ulos luokasta.

Tom sınıftan sıvıştı.

- Vie hänet ulos täältä.
- Hoida hänet ulos täältä.

Onu buradan çıkarın.

- Hoida hänet ulos täältä!
- Heitä hänet ulos täältä!

- Çıkar onu buradan!
- Çıkarın onu buradan!

- Tom ryntäsi ulos huoneesta.
- Tom syöksyi ulos huoneesta.

Tom odadan hiddetle ayrıldı.

- Tom tuli ulos taksista.
- Tom nousi ulos taksista.

Tom taksiden indi.

Menemme sieltä ulos.

Bu çıkış yolumuz. Hadi.

Koira haluaa ulos.

Köpek dışarı gitmek istiyor.

Menen hetkeksi ulos.

Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.

Vie roskat ulos.

Çöpü dışarıya götür.

Mene ulos urheilemaan.

Git dışarıda egzersiz yap.

Tuomas hengitti ulos.

Tom üfledi.

Kaikki juoksivat ulos.

- Herkes dışarı kaçtı.
- Herkes dışarı koştu.

Tom juoksi ulos.

Tom dışarıya koştu.

Pyysin hänet ulos.

Ondan bir randevu istedim.

- Häivy!
- Ulos täältä!

- Çık dışarı!
- Defol!
- Yürü git!

Tom katsoi ulos.

Tom dışarıya baktı.

Tule ulos talosta.

Evden çıkın.

Kävelin ulos elokuvista.

Sinemadan çıktım.

Lukitsin itseni ulos.

Kendimi dışarıda kilitledim.

Painu vaan ulos.

Sadece çık.

Haluan mennä ulos.

Dışarı çıkmak istiyorum.

Menen ulos kadulle.

Dışarı sokağa çıkıyorum.

- Jätä koira ulos vähäksi aikaa.
- Jätä koira ulos hetkeksi.

Bir süre için köpeği dışarıda bırak.

- Minua haluttaa mennä ulos.
- Minusta tuntuu, että haluan mennä ulos.
- Minun tekee mieli mennä ulos.

Canım dışarı gitmek istiyor.

- Tom tuuppasi Marin ulos ovesta.
- Tom tyrkkäsi Marin ulos ovesta.

Tom Mary'yi kapıdan dışarı itti.

- John istui katsoen ulos ikkunasta.
- John istui ikkunasta ulos katsellen.

John oturdu pencereden dışarı baktı.

Se työntää sisälmyksensä ulos.

...bağırsaklarını dışarı iterek...

Et voi mennä ulos.

Dışarı çıkamazsın.

Hän tuli ulos huoneesta.

O odadan dışarı çıktı.

Kissa pinkaisi ulos huoneesta.

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.

Auringonpaiste houkutteli ihmiset ulos.

Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.

Tom meni ulos lounaalle.

Tom öğle yemeği için dışarı çıktı.

En halua mennä ulos.

Dışarı çıkmak istemiyorum.

Hän kirjautui ulos hotellista.

O, hesabı ödeyerek otelden ayrıldı.

Ulos täältä! Te kaikki!

Buradan çıkın! Hepiniz!

Menin ulos sateesta huolimatta.

Yağmura rağmen dışarı çıktım.

Tom käveli ulos huoneesta.

- Tom odadan çıktı.
- Tom odayı terk etti.

Tom käveli ulos eteisestä.

Tom koridorda dışarı çıktı.

Tom veti naulat ulos.

Tom çivileri çıkardı.

Olemme menossa ulos nyt.

Biz şimdi dışarı çıkıyoruz.

Haluatko lähteä kanssani ulos?

Dışarı çıkmak istiyor musun?

Sinun täytyy tulla ulos.

- Dışarı gelmelisin.
- Dışarı gelmen gerekiyor.

Tom meni ulos kadulle.

Tom sokağa çıktı.

Tom meni ulos parvekkeelle.

Tom balkona çıktı.

Mari hiipi ulos talosta.

- Mary gizlice evden çıktı.
- Mary çaktırmadan evden dışarı çıktı.

Hän meni ulos syömään.

O, yemek yemek için dışarı gitti.

Hän meni juuri ulos.

Az önce dışarı çıktı.

Tom meni ulos autolleen.

Tom arabasına gitti.

- Ulos asunnostani!
- Häivy asunnostani!

Dairemden çıkın.

Hän katsoi ikkunasta ulos.

O, pencereden dışarıya baktı.

Tule ulos kädet ylhäällä!

Ellerin yukarıda dışarı çık.

Tom käveli ulos elokuvista.

Tom sinemadan çıktı.

Tunnen kasvavani ulos popmusiikista.

Kendimi pop müzikten vazgeçmiş gibi hissediyorum.

Menen ulos katsomaan ilotulitusta.

Ben dışarı çıkıp havai fişekleri izleyeceğim.

Tomi on mennyt ulos.

Tom dışarıya gitti.

Minun täytyy mennä ulos.

Dışarı çıkmak zorundayım.

Mennään ulos pihalle istumaan.

Dışarıya çıkalım ve bahçede oturalım.

Mennään ulos haukkaamaan happea.

Biraz temiz hava için dışarıya çıkalım.

Miksi sinä menit ulos?

Neden dışarı çıktın?

En halua lähtä ulos.

Ben dışarı çıkmak istemiyorum.

Hän harvoin menee ulos.

O nadiren dışarı gider.

- Mene ulos.
- Mene pihalle.

- Çık dışarı.
- Dışarı çıkın.

- Mentäisiinkö ulos syömään tänä iltana?
- Mitä jos menisimme ulos syömään tänä iltana?

Bu akşam yemek için dışarı gitmeye ne dersiniz?

Pitää yrittää saada se ulos.

Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.

Voin kaivaa sen ulos käsilläni.

Onu ellerimle kazarak çıkartabilirim.

Väkijoukon kokoontuessa ulos katsomaan kaaosta,

Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken

Sieltä alkaa tulla - nestettä ulos.

bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

Sitten se tuli ulos uteliaana.

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

Se ei tulisi ulos pesästä.

O yuvadan çıkmayacaktı.

Savupiippu johtaa savun tulisijasta ulos.

Bir baca dumanı bir şömineden dışarıya taşır.

Hän katsoi ääneti ulos ikkunasta.

Sessizce camdan dışarı baktı.

Elokuvateatterista tulee ulos paljon ihmisiä.

Bir sürü insan sinemadan çıkıyor.

Haluan mennä ulos haukkaamaan happea.

Biraz taze hava için dışarı çıkmak istiyorum.

On vaarallista nojautua ulos ikkunasta.

Pencereden dışarı sarkmak tehlikelidir.

Sammuta valot kun menet ulos.

Dışarı çıkarken ışığı kapat.

Sinun ei pitäisi mennä ulos.

Dışarı gitmemelisin.

Et voi heittää minua ulos.

Beni dışarı atamazsın.

Ei olisi pitänyt kirjautua ulos.

Oturumu kapatmamalıydım.

Hän heitti minut ulos talosta.

O beni evden kovdu.

Vanha nainen meni ulos bussista.

Yaşlı kadın otobüsten indi.

Haluan mennä ulos hänen kanssaan.

Onunla çıkmak istiyorum.

Yritän juuri auttaa Tomia ulos.

Ben sadece Tom'a yardım etmeye çalışıyorum.

Haluatko lähteä syömään aamiaista ulos?

Kahvaltı için dışarı çıkmak ister misin?

Tom otti lihaveitsen ulos pöytälaatikosta.

Tom çekmeceden bir kasap bıçağı çıkardı.