Examples of using "Ulos" in a sentence and their turkish translations:
Çıkarın beni!
Defol.
Dışarı çıktılar.
Soluk ver.
- Herkes terk etsin.
- Herkes çıksın.
Dışarı gel.
Dışarıya koştum.
Sadece dışarı bak.
Tom dışarıya geri döndü.
O nadiren dışarı gider.
Bir dakika içinde dışarıda olacağım.
Tom sınıftan sıvıştı.
Onu buradan çıkarın.
- Çıkar onu buradan!
- Çıkarın onu buradan!
Tom odadan hiddetle ayrıldı.
Tom taksiden indi.
Bu çıkış yolumuz. Hadi.
Köpek dışarı gitmek istiyor.
Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
Çöpü dışarıya götür.
Git dışarıda egzersiz yap.
Tom üfledi.
- Herkes dışarı kaçtı.
- Herkes dışarı koştu.
Tom dışarıya koştu.
Ondan bir randevu istedim.
- Çık dışarı!
- Defol!
- Yürü git!
Tom dışarıya baktı.
Evden çıkın.
Sinemadan çıktım.
Kendimi dışarıda kilitledim.
Sadece çık.
Dışarı çıkmak istiyorum.
Dışarı sokağa çıkıyorum.
Bir süre için köpeği dışarıda bırak.
Canım dışarı gitmek istiyor.
Tom Mary'yi kapıdan dışarı itti.
John oturdu pencereden dışarı baktı.
...bağırsaklarını dışarı iterek...
Dışarı çıkamazsın.
O odadan dışarı çıktı.
Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.
Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.
Tom öğle yemeği için dışarı çıktı.
Dışarı çıkmak istemiyorum.
O, hesabı ödeyerek otelden ayrıldı.
Buradan çıkın! Hepiniz!
Yağmura rağmen dışarı çıktım.
- Tom odadan çıktı.
- Tom odayı terk etti.
Tom koridorda dışarı çıktı.
Tom çivileri çıkardı.
Biz şimdi dışarı çıkıyoruz.
Dışarı çıkmak istiyor musun?
- Dışarı gelmelisin.
- Dışarı gelmen gerekiyor.
Tom sokağa çıktı.
Tom balkona çıktı.
- Mary gizlice evden çıktı.
- Mary çaktırmadan evden dışarı çıktı.
O, yemek yemek için dışarı gitti.
Az önce dışarı çıktı.
Tom arabasına gitti.
Dairemden çıkın.
O, pencereden dışarıya baktı.
Ellerin yukarıda dışarı çık.
Tom sinemadan çıktı.
Kendimi pop müzikten vazgeçmiş gibi hissediyorum.
Ben dışarı çıkıp havai fişekleri izleyeceğim.
Tom dışarıya gitti.
Dışarı çıkmak zorundayım.
Dışarıya çıkalım ve bahçede oturalım.
Biraz temiz hava için dışarıya çıkalım.
Neden dışarı çıktın?
Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
O nadiren dışarı gider.
- Çık dışarı.
- Dışarı çıkın.
Bu akşam yemek için dışarı gitmeye ne dersiniz?
Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.
Onu ellerimle kazarak çıkartabilirim.
Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken
bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.
O yuvadan çıkmayacaktı.
Bir baca dumanı bir şömineden dışarıya taşır.
Sessizce camdan dışarı baktı.
Bir sürü insan sinemadan çıkıyor.
Biraz taze hava için dışarı çıkmak istiyorum.
Pencereden dışarı sarkmak tehlikelidir.
Dışarı çıkarken ışığı kapat.
Dışarı gitmemelisin.
Beni dışarı atamazsın.
Oturumu kapatmamalıydım.
O beni evden kovdu.
Yaşlı kadın otobüsten indi.
Onunla çıkmak istiyorum.
Ben sadece Tom'a yardım etmeye çalışıyorum.
Kahvaltı için dışarı çıkmak ister misin?
Tom çekmeceden bir kasap bıçağı çıkardı.