Examples of using "Vähemmän" in a sentence and their turkish translations:
o zaman muhtemelen o bilime daha az güvenirim.
Ne kadar az olursa, o kadar iyi olur.
Tom'un benden daha az arkadaşı var.
Kendisi, daha az korkutucu bir seçenek.
Plajlar eylül ayında daha az kalabalık.
Sandığımdan daha az zaman var.
Tom Mary'den daha az yer.
Umduğumuzdan daha az insan geldi.
Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi.
- Tom daha stressiz bir iş bulmak istiyor.
- Tom daha az stresli bir iş bulmak istiyor.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.
O, ablasından daha az güzel değildi.
Ne kadar çok düşünürsem o kadar az anlarım.
Senden daha az kitabım var.
İnsanlar daha öncekinden daha az elektrik tüketiyor.
Benim yaralarım Tom'unkilerden daha az ciddiydi.
Üç saatten daha az zamanımız var.
Senden az param var.
Tartışarak daha az ve çalışarak daha çok zaman harcayalım.
- 5, 8 den daha azdır.
- 5, 8'den küçüktür.
Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, ondan o kadar daha az hoşlanırım.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az hoşlanıyorum.
Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.
Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.
onu daha az tehlikeli dalga boylarına dönüştürüyor. Florışı işlemi.
Ne kadar çok dikkatli olursan o kadar az hata yaparsın.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
Ne kadar az bilirsen o kadar iyi, tamam mı?
Köy postanesi bir kilometreden daha az mesafedeydi.
Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az severim.
- Fransızcayı bırak konuşmayı okuyamam bile.
- Konuşmak şöyle dursun, Fransızcayı okuyamam bile.
- Konuşmak şöyle dursun, Fransızca okuyamıyorum.
O ne kadar çok pohpohlarsa onu o kadar az severim.
Onu ne kadar uzun süre dinlersem, onu o kadar az severim.
İnsanlar yaşlanırken, beyin hücreleri daha az verimli olur.
Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
Daha az konuşur ve daha fazla dinlersen bir şey öğrenebilirsin.
Dışarıda daha fazla zaman ve içeride daha az zaman harcamalısın.
Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.
O,ağabeyinden daha az akıllıdır.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
Ne kadar çok yemek yersen o kadar az geri getirmek zorunda kalırız. Bu yüzden istediğin kadar çok ye!
O bira bile içmez, bırak viskiyi.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
Kadınlar bir erkekle yemek yerken daha hafif yemekler yerler.
Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.