Examples of using "Katso" in a sentence and their turkish translations:
Şunu izle.
Şuna bakın!
Kızlara bak.
Vay canına, şuna bakın.
Şuna bakın.
Durun. Baksanıza.
Bakın, burada.
Buraya bakalım.
Buraya bakalım.
Aşağıya bakın.
Dikkatle izleyin.
Yakından izleyin.
- Yüzünü yana çevir.
- Başka yere bak.
İzle.
Yakından bak.
Arkana bak!
Takvimi kontrol et.
- Bak, yıldız kayıyor!
- Bak, bir yıldız kayması!
- Bak, kayan bir yıldız!
Yukarıya bakın.
Gökyüzüne bak.
Saate bak.
- Yıldızlara bak.
- Yıldızlara bakın.
- Yıldızlara bakınız.
Parmaklarımı izle.
Bak!
Bak, bir yılan!
Bak, bir sincap!
Aynaya bak.
Aya bak.
Kuyunun içine bak.
Bak, o, Kuzey Yıldızı.
Bak! bir kelebek!
Şu kayan yıldıza bak.
Kediye bak.
Sayfa beşteki dipnota bakın.
Şu bölgeye baksanıza.
Küçük bir mağara. Evet, baksanıza.
Bakın, tünelde bir çatal var.
Tanrım, bakın!
Şuraya baksanıza.
Baksanıza, burası çok dik.
Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.
Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.
Nereye döndüğümüze bakın.
Olamaz, durun. Bakın.
Kelly, yıldızlara bak!
Tom'la ilgilen.
Telefon rehberinde numarayı kontrol edin.
Hey, bana bak.
Beni yakından izle.
Gözlerime bak.
- Adımına dikkat et.
- Dikkatli ol.
TV izlemem.
- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.
- Sen bakmıyorsun.
- Bakmıyorsunuz.
Yatağın altına bak.
Sınalgaya bakma.
Televizyon izleme.
Bu resime bak.
Şu resme bak.
Şu dumana bakın.
Batan güneşe bak.
Anne, bak ne buldum.
Dizlerinizi bükün ve önünüze bakın.
- O, hiç tv seyretmez.
- O, hiç televizyon izlemez.
Baksanıza. Biraz dikkatli olmalıyız.
Dinleyin, duyuyor musunuz? Şuna bakın!
Tanrım, baksanıza. Resmen paramparça...
- Atlamadan önce bak.
- Hareket etmeden önce iyice düşün.
Etrafına bak.
Tom TV izlemez.
Kendine dikkat et.
- Bardağa dolu tarafından bak.
- Konuya iyi tarafından bak.
Grönland ve Afrika'ya bakın.
Çok fazla TV izleme.