Translation of "Ulkopuolella" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ulkopuolella" in a sentence and their turkish translations:

On aivojen ulkopuolella lonkeroissa.

aslında beyninin dışında, kollarında.

Tom oli elokuvateatterin ulkopuolella.

Tom sinemanın dışındaydı.

Hän seisoo oven ulkopuolella.

O, kapının dışında duruyor.

Onko aurinkokunnan ulkopuolella elämää?

Güneş sisteminin ötesinde hayat var mı?

Hän asuu kaupungin ulkopuolella.

O, kent dışında yaşar.

Tämä on pentujen ensikerta pesän ulkopuolella.

Yavrular ilk defa yuvalarından çıkacak.

- Tomi on ulkona.
- Tomi on ulkopuolella.

Tom dışarda.

Yövyimme pienessä hotellissa hiukan kaupungin ulkopuolella.

Şehrin tam dışında küçük bir otelde kaldık.

- Vartija on ulkopuolella.
- Vartija on ulkona.

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

Olemme noin kolme kilometriä rannikon ulkopuolella.

Biz kıyıdan yaklaşık 3 kilometre uzaktayız.

ulkopuolella ja ylhäällä ovat halunneet hajottaa meidät -

Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek

Tom odotti tunnin aulassa Marin asunnon ulkopuolella.

Tom Mary'nin dairesinin dışındaki koridorda bir saat bekledi.

Tom ei ole koskaan käynyt Australian ulkopuolella.

Tom şimdiye kadar Avustralya'nın dışında bulunmadı.

Euroopan ulkopuolella, sota raivoaa maailman valtamerillä ja kaukaisissa siirtomaissa.

Avrupa ötesinde, savaş tüm dünyaya yayılıyor okyanuslar ve geniş Avrupa kolonileri.