Examples of using "Kuullutkaan" in a sentence and their turkish translations:
O birini asla duymadım.
Bu, çoğu insanın hiç duymadığı küçük bir ülke.
Tom bana sık sık kök birası içtiğini söyledi, ama sadece ladin bira içmezdi, daha önce bunu hiç duymamıştı bile.