Examples of using "Lisäksi" in a sentence and their turkish translations:
İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.
Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.
Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşur.
O sadece İngilizce değil, Almanca da konuşur.
Piyanodan başka bir enstrüman çalıyor musun?
İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.
İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.
Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur.
Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,
doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.
Burnum gerçekten büyük ve ayrıca çarpık.
Biletler herhangi bir koro üyesinden edinilebilir veya kapıda satın alınabilir.
Fransızca yanında, belli ki İngilizce konuşabilir.
O, İngilizce çalışıyor, ama aynı zamanda Almanca çalışıyor.
- Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- Mary ve John dışında odada kimse yoktu.
Sadece Jim değil, annesi ve babası da hasta.
Sincaplar böcekler ve mantarların yanı sıra tohumlar ve fındıklar da yer.
İspanyolca dışında İngilizce de konuşabiliyor.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
Kendisi iyi bir yüzücüdür ayrıca güzel de tenis oynar.
O sadece İngilizce değil, Almanca da konuşur.
Futboldan başka hiç hobim yok.
Tom da Fransızca konuşabilir.
- Yalnızca İngilizce değil, Fransızca da konuşabiliyor.
- O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.
- Sadece İngilizce değil, Fransızca da konuşabilir.
- İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşabilir.
- Tom'dan başka orada kimse var mıydı?
- Tom'un dışında başka biri var mıydı?
Gitmiyorum, çünkü diğer nedenlerin yanı sıra param yok.
Tom bana sık sık kök birası içtiğini söyledi, ama sadece ladin bira içmezdi, daha önce bunu hiç duymamıştı bile.