Examples of using "Hän" in a sentence and their turkish translations:
O bunu yapacak mı?
O, hayatta kalacak.
O sinirlendi.
O çığlık attı.
O kıkır kıkır güldü.
- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.
O, çığlık atıyor.
O, hastadır.
- O, hasta.
- O hasta.
İsmini değiştirdi.
- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.
- O yiyor.
- O yemek yiyor.
O bekliyor.
O yüzüyordu.
O okuyor.
- O uyuyor mu?
- Uyuyor mu?
O uyanıyor.
Uyuyordu.
O yüzüyor.
O ondan daha genç.
O deli.
O burada oynuyor.
O orada oynuyor.
- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.
O sarışın.
O bir profesör.
O bir otelde kaldı.
O naziktir.
O kibar bir insan.
O, beş parasızdır.
O, odayı temizledi.
- O senin kız kardeşin mi?
- O, kız kardeşin mi?
Anadan doğma çıplaktı.
Anadan doğma çıplaktı.
O bir otobüs şoförü.
O, çocukla ilgilendi.
O bizim teklifimizi reddetti.
O bir çift ayakkabı satın aldı.
O tamamen deli.
O bize yardım edeceğine söz verdi.
O, yakışıklı olduğunu söyledi.
Kaymamak için yavaşça yürüdü.
O bir alkolik.
O, hayvanları sever.
O, dedikodu yapmayı sever.
İzlendiğinin farkındaydı.
O, kül tablasını aldı.
O her zaman şikâyet ediyor.
O, düşündüğünde başını kaşır.
- Onun hasta olduğu söyleniyor.
- O hasta görünüyor.
O bir bakan olmak için eğitim görüyor.
O İngilizce konuşur.
O akciğer kanserinden öldü.
O hemen uykuya daldı.
O kibar görünüyor.
Başını salladı.
O, kesinlikle başaracak.
O, bir kadın düşmanıdır.
- O, bana sarıldı.
- O bana sarıldı.
O, sonunda gelecek.
O suyu ısıtıyor.
O, naziktir.
O bir futbol oyuncusu.
O dışarı balık tutmaya gitti.
- O bir dolap çeviriyor.
- Bir şeyler peşinde.
- O bir işin peşinde.
O Malezyalı mı?
- Gözlerini döndürdü.
- Gözlerini çevirdi.
O bağımlıdır.
O balık tutmaya gitti.
O sinirli olarak güldü.
O müthişti.
O beceriksizce hareket eder.
O uyuyor mu?
O bir otelde kalıyor.
O bir doktor mudur?
Aktris olmayı hedefliyordu.
O gitmeye karar verdi.
Her şeyini kaybetti.
O elini kaldırdı.
O bir bira sipariş etti.
O, bir kibrit yaktı.
O aptaldır.