Examples of using "Osa" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un yarı zamanlı bir işi var.
Bunun bir parçasısın.
Kısa-süreli iş arıyorum.
Birçok öğrenci part-time işler yapar.
Çoğu insan tavuk sever.
Tom part-time iş almak istiyor.
Bazıları yaralandı, sonra iyileşti.
Resmen doğanın içindeydiler.
O, işin bir parçası.
Bu benim işimin bir parçası.
Baş, insan bedeninin bir parçasıdır.
Bu, sorunun bir parçası.
Yarım günlük bir işim var.
Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.
Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.
Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.
Burada küçük bir dikey bölüm var.
Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.
Amerikalıların çoğu hamburger sever.
- Birçok çocuk beyzbolu sever.
- Çoğu erkek çocuk beyzbolu sever.
- Yarı zamanlı çalışabilir miyim?
- Part-time çalışabilir miyim?
Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.
Onlar yarı zamanlı çalışanlar.
Tom'un hamburger lokantasında yarım zamanlı bir işi var.
Bazı Asyalı erkekler makyaj yaparlar.
Almanların çoğu İngilizce konuşabilirler.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
Tuz, pişirme için zaruri bir malzemedir.
Tom'un kısmi-zamanlı işi pizza teslimatıydı.
cinsellik, hislerimizle olan ilişkimizle alakalıdır.
Uruguay'daki diktatörlük "Cóndor Planı"nın parçasıydı.
Rusya, Avrupa'nın parçası olsun istiyor. Ta Vladivostok'a kadar.
Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.
Dünyamız evrenin sadece küçük bir parçası.
Onların zamanının çoğu kısmi zamanlı işlerde harcanır.
Onların hepsi stratejilerinin bir parçası.
Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.
Birçok tabelalar İngilizce olarak yazılır.
Tom'un okuldan sonra yarı zamanlı bir işi var.
Tom okuldan sonra part-time çalışır.
Sanırım bu, filmin en iyi kısmı.
Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
Vücudumuzun ne kadarı sudur?
Çocukların çoğu ip atlamayı sever.
Öğrencilerin çoğu zaten bunu anlıyor.
Bu sadece problemin bir parçası.
Bu problemin sadece küçük bir parçası.
Düzensiz fiiller İngilizcenin bir parçasıdır.
- Rusya; Avrupa'nın mı, Asya'nın mı bir parçasıdır?
- Rusya Avrupa'nın mı yoksa Asya'nın mı bir parçasıdır?
Yolculuğun en sevdiğin kısmı neydi?
Baget Fransızdır.
Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.
Tom bunun işin bir parçası olduğunu söyledi.
Bunun ne kadarı Tom'un hatası?
Çoğu siyahlar oy veremeyecek kadar çok korktular.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
Avcılarını sayılarıyla bastırarak... ...büyük çoğunluğu beslenme alanlarına varacaktır.
Avrupa'daki bazı ülkeler, Avrupa Birliği'nin bir parçası değildirler.
Çoğu modern harita yapımcısı, boyutu veya şekli tamamen çarpıtan
Dokunaçlı hayvanların çoğu omurgasızdır.
- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
Meyve ve sebzeler dengeli bir diyet için gereklidir.
Bu tacize son vermek de bu epik savaşın bir parçası.
...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.
Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.
Nisan ayı sebze tohumlarınızın çoğunu ekmek için en iyi zamandır.
Bazı kadınlar sutyen giymez.
Tom bir lise tarih öğretmeni ve bir blues grubunda bir yarı zamanlı armonika çalar.
Hepsi değilse de, çoğu ebeveynler çocuklarının iyi olmasını isterler.
Bizi hasta eden virüslerin birçoğunun kaynağı esasında hayvanlar.
Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.
Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.
Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.
Güney Tirol İtalya'da olmasına rağmen, nüfusunun çoğunluğu Almanca konuşur.
Çoğu Japon öğrencinin çok çalıştığını düşünmüyor musunuz?
Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.
Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.
Bu, çoğu insanın hiç duymadığı küçük bir ülke.
Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.
Mavi takım, beyaz gömlek ve kırmızı kravat tüm erkek işçiler için gereklidir.
Bazı kadınlar bacaklarını tıraş etmezler.
Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
Tom'un Fransızca konuştuğunu duyan birçok insan onun bir yerli konuşucu olmadığını asla tahmin edemezdi.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.
Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.