Examples of using "Kertoi" in a sentence and their turkish translations:
O sırrımı söyledi.
gerçekten ters döndüyse,
Asker onun adını verdi.
Tom'a kim söyledi.
Tom kime söyledi?
O ona astrolojiye inandığını söyledi.
Bana gerçeği söyledi.
O bana hayatının hikayesini anlattı.
Tom Mary'ye bir fıkra anlattı.
Tom, Mary'ye gerçeği söyledi.
Bunu sana kim söyledi?
- Tom sadece bana anlattı.
- Tom az önce bana anlattı.
Onu Tom'a kim söyledi?
Annem bize ilginç bir hikaye anlattı.
Tom Mary'ye John'dan bahsetti.
Tom bana burada olduğunu söyledi.
Tom Mary'nin sıkıldığını söyledi.
Öğretmen bize komik bir hikaye anlattı.
O bana meşgul olduğunu söyledi.
Tom Bana Boston hakkında çok şey anlattı.
Tom onu bana dün söyledi.
O, bana ilginç bir hikaye anlattı.
Tom Mary'ye yeni işinden bahsetti.
Tom Mary'ye yeni arabasından bahsetti.
O her zaman bana doğruyu söyledi.
O bana ilginç bir hikaye anlattı.
Tom bundan bana kendisi bahsetti.
Bize ilginç bir hikaye anlattı.
- Tom, Mary'ye John'la ilgili ne söyledi?
- Tom Mary'ye John hakkında ne söyledi?
Tom Mary'ye boşanmak istediğini söyledi.
O bana uzun bir hikaye anlattı.
O, bana erkek kardeşimi tanıdığını söyledi.
Tom Mary'ye kötü haberi söyledi.
Tom annesinin yulaf ezmeli kurabiye tarifini Mary ile paylaştı.
Tom bana senin onun için çalıştığını söyledi.
Tom'un sana söylediği bir yalandı
Bana Hindistan hakkında hikayeler anlatırdı.
O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti.
O, bize çok heyecan verici bir macera hikayesi anlattı.
Hayatı hakkında bana bir sürü hikaye anlattı.
Mary'ye söyleyen Tom'du.
Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.
Tom, Mary'ye John'un ne istediğini söyledi.
Tom Fransızca konuşmamı söyledi.
Tom bize bazı komik hikayeler anlattı.
Tom bize söylemeden gitti.
Tom bize aptalca fıkralarından bir tane daha anlattı.
O, annesine ertesi gün çalışacağını söyledi.
Tom bana senin burada olduğunu söyledi.
Onun bana ne söylediğine inanmayacaksın!
Tom bana büyük bir aileden geldiğini söyledi.
Tom'un sana söylediği şey doğru değildi.
Yuji arkadaşına yaz tatilindeki macerası hakkında bir hikaye anlattı.
Bana odasını kullanabileceğimi söyledi.
Tom bana Avustralya'yı ziyaret etmekle ilgilendiğini söyledi.
Tom bana üzgün olduğunu söyledi.
Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini söyledi.
Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi.
Birisi bana bir erkek arkadaşın olduğunu söyledi.
Birisi bana bir kız arkadaşın olduğunu söyledi.
Tom senin biraz gergin olduğunu söyledi.
Sana bunu söyleyen kişi Tom mu?
Öğretmenimiz bize ne okuyacağımızı söyledi.
Tom bize Boston'da ne yaptığından bahsetti.
Tom bana Mary'nin diyette olduğunu söyledi.
Tom geç kalacağını söylemek için aradı.
Tom Mary'nin John'a ne söylediğini bilmiyordu.
Tom, Mary'ye bir silahı olduğunu söyledi.
Tom neden geç kaldığını Mary'ye söyledi.
Tom Mary'ye ne yapması gerektiğini söyledi.
Tom bana senin yardımsever olduğunu söyledi.
Tom bana Avustralya'da yaşadığını söyledi.
Tom bana toplantının ne zaman başladığını söyledi?
Tom bana yüzmeyi sevmediğini söyledi.
Öğretmenimiz bize elimizden geleni yapmamızı söyledi.
Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
Tom bana Mary'nin onun tipi olduğunu söyledi.
Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.
Tom bana yurt dışında okumayı planladığını söyledi.
Tom bana onun evli olduğunu söyledi.
- Tom ne olduğu hakkında bana her şeyi anlattı.
- Tom, olan her şeyi bana anlattı.
Tom bana Mary'yi sevmediğini söyledi.
Tom bana sabahleyin çalışmaktan hoşlanmadığını söyledi.
Tom, Mary'ye John'un ona söylediklerini anlattı.
Tom bana lisede Fransızca eğitimi almadığını söyledi.
Bu konuyu bana anlatan sen değildin.
Tom'un bana söylediği bu değil.
Tom'un karısı bana evde olmadığını söyledi?
Tom Mary'ye onun yapmasını istediği şeyi yapamadığını söyledi.
Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı.
Tom sesini alçalttı ve Mary'ye onu sevdiğini söyledi.
Tom, Mozart'ın en sevdiği bestecilerden biri olduğunu söyledi.
Tom'un sana, ne yapmak zorunda olduğunu söylediğini sanıyordum.
Öğretmenlerinden biri bugün okulda olmadığını söylemek için aradı.
Tom, Mary'ye kendisinin güreş takımının kaptanı olmadığını söyledi.
Tom Mary'ye Boston'da fakir bir muhitte büyüdüğünü söyledi.
Bu hikayeyi bana anlatan Lao Zhang'dı.