Examples of using "”aurinkoa”" in a sentence and their turkish translations:
Batan güneşe bak.
Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.
Tom iskelede güneş banyosu yapıyordu.
Güneşe en yakın gezegen hangisi?
Güneşe en yakın gezegen Merkür'dür.
Güneş olmasaydı, dünyada yaşayamazdık.
Güneş olmasa yaşayamayız.
Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.
İnsanlık yüzyıllar boyunca yıldızlar, güneş ve evreni izledi.
1632'de Galileo, Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde döndüğünü söyleyen bir kitap yayınladı. Katolik Kilisesi onu tutukladı ve yargıladı.