Examples of using "Maassa" in a sentence and their turkish translations:
Biz çok güvenli bir ülkede yaşıyoruz.
Romada iken Romalılar gibi davran.
Ben kırsalda doğdum ve büyüdüm.
Tom komünist bir ülkede büyüdü.
Tom dört tane ülkeyi ziyaret etti.
İngilizce birçok ülkede konuşulur.
Bu ülkede herkes herkesi gözetliyor.
Ne kadar süredir bu ülkedesiniz?
- Yeryüzündeki tüm yaşayan şeyler karbon içerirler.
- Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.
Bu ülkede dört mevsim var.
Bu ülkede iklim ılımandır.
Güneş olmasaydı, dünyada yaşayamazdık.
Dünyanın en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip ülkesi nedir?
Onun babasının başka bir ülkede olduğunu duyuyorum.
Ülke genelinde iyi tanınırdı.
Hiç Fransızca konuşan bir ülkeye gitmedim.
Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.
Her zaman başka bir ülkeyi ziyaret etmek istemişimdir.
Bu ülkede bir sürü çocuk kıt kanaat geçinir.
Tom asla bir İslam ülkesini ziyaret etmedi.
Tamam, indirdik. Pozisyonu koruyun. Onu çözüyor.
ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzaklaştırır.
ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzak tutar.
- 25 yaşına gelinceye kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.
Bazı insanlar bu ülkede çok fazla sayıda avukat bulunduğunu düşünüyor.
Ziyaret etmek için güzel bir ülke ama orada yaşamazdım.
Fransızcada akıcı olmak için Fransızca konuşan bir ülkede yaşamak gerekli midir?
Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.
Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.
Durumu iyileştirmek için on yıllardır devam eden uluslararası çabalara rağmen, savaş, hastalık ve kıtlık yoksulluk çeken ülkeyi yok etmeye devam ediyor.
Bizim güneşimizin yaklaşık beş milyar yıl içinde enerjisi tükenecektir. Bu olduğunda herhangi biri etraftaysa, onlar dünyayı terk edip yeni bir gezegen bulmak zorunda kalacaklar.