Examples of using "Hyödyntää" in a sentence and their turkish translations:
Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.
Ya da bu ağaçlardan birine gidip
Tom bu fırsattan yararlanmalı.
İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.
Bu fırsatı bize duyduğunuz güvene teşekkür etmek için değerlendirmekten memnun olurum.