Examples of using "Voimme" in a sentence and their turkish translations:
Gidebiliriz.
Onu yapabiliriz.
Hâlâ arkadaş olabiliriz.
Biz her gün hava durumu bültenini alabiliriz.
Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu
Ya bu taraftan gideceğiz
Belki konuşabiliriz.
- Hepimiz eve yürüyerek gidebiliriz.
- Hepimiz eve yürüyebiliriz.
Bütün yapabileceğimiz dua etmek.
Biz pencereleri açabiliriz.
Kazanabileceğimizi biliyorum.
Onu daha sonra bitirebiliriz.
Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.
Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.
Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.
Statik sağkalım denen şeyi deneyebiliriz.
Bakın, meşaleyi bundan yapabiliriz.
Sonra nazikçe onu serbest bırakabiliriz.
...karanlığın örtüsünü kaldırabiliyoruz.
Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.
Daha sonra inkârı
Problem çözümümüzün ne kadar iyi gittiği hususunda
Ürünü haziran ayında teslim edebiliriz.
- Bir hafta içerisinde teslim edebiliriz.
- Bir hafta içinde teslim edebiliriz.
Umarım irtibatlaşabiliriz.
Tom'u nasıl kurtarabiliriz?
Gelecekte onun hakkında konuşabiliriz.
- Bir pizza sipariş edebiliriz.
- Bir pizza ısmarlayabiliriz.
Nasıl yardım edebiliriz?
Tom'a güvenebiliriz.
Onu alabiliriz.
Biz ne zaman yiyebiliriz?
Akarsuyu nerede geçebiliriz.
Yeni planlar yapabiliriz.
Bu nehri nereden geçebiliriz?
Yapabiliriz!
Belki bunu onarabilirz.
Ona daha sonra söyleyebiliriz.
Başka ne yapabiliriz?
Nerede buluşabiliriz?
Şimdi hepimiz dinlenebiliriz.
O böylece izler..
Ya da bu ağaçlardan birine gidip
Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.
Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.
Ya da o paslı hurda yığınının içine gireceğiz.
Sonrasında, laneti desteğe dönüştürebiliriz.
iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz
Yapabileceğimiz bir şey var mı?
Tepeden denizin güzel bir manzarasına sahip olabiliriz.
Biz hâlâ Tom'la konuşabiliriz.
Belki de Tom'la konuşabiliriz.
İnsan yaşamı dışbükeyse, onu optimize edebiliriz.
...yağmur ormanlarını yepyeni bir gözle görebiliyoruz.
O güvenebileceğimiz bir adamdır.
Hepimiz ondan bir şey öğrenebiliriz.
Biraz para alabileceğimiz bir mekan biliyorum.
Gidebileceğimiz bir yer var mı?
Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
Biz müziği duyabilmek için konuşmaya son verdik.
Lütfen sana başka hangi yollarla yardım edebileceğimizi söyle.
Dünyanın en kurak çölü olan Atacama'ya ağaç dikebiliriz.
bu çamuru silip yola devam edebiliriz.
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.
Yapabileceğimiz tek şey Kendimizi sıcak tutup beklemek.
sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.
Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir
Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.
Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.
Yeni araştırmalar bu beş savunmayı
Sensiz çok iyi geçinebiliriz.
Alabileceğimiz tüm yardıma ihtiyacımız var.
Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz
Bir sözleşmeyi bekleme yerine, onu telefonda halledebiliriz.
Endişelenmeyi durdurabileceğimizi bilmenizi istiyorum.
Yağmur durdu ve tenis oyunumuzu bitirebildik.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.
yani sadece kuzeye, yani sola ya da güneye, yani sağa gidebiliriz.
Bekleyelim bari.
Koşmadan önce yürümeyi öğrenmeliyiz.
Keşke bunu yetişkinler gibi karara varsak.
Ne bekleyebiliriz?
İşte bir otobüs geliyor. Biz buna da binebiliriz.
Eğer birbirimize güvenemezsek, kime güvenebiliriz?
Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.
Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü.