Examples of using "Timed" in a sentence and their turkish translations:
Bu zamanlanmış bir yarışma.
Zamanlanmış makale yazımından nefret ederim.
Bu dramatik gösteri mükemmel zamanlamaya sahip.
Sen daha iyi zamanlamış olamazdın.
Biz bunu daha iyi zamanlayamazdık.
Varış zamanlarını da mükemmelleştirmiş durumdalar.
O, maraton yarışında onun süresini ölçtü.
Kitabın yayınlanması yazarın doğum günü ile aynı zamana denk getirildi.
Bir objenin sahne önünden geçtiği iki benzer zamanlı çekimi bir araya koyarak