Translation of "Race" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Race" in a sentence and their turkish translations:

Let's race.

Hadi yarışalım.

- He finished the race.
- She finished the race.

O, yarışı tamamladı.

- Tom might win the race.
- Tom may win the race.

Tom yarışı kazanabilir.

The race is over.

Yarış bitti.

The race is tomorrow.

Yarış yarın.

Tom finished the race.

Tom yarışı bitirdi.

It wasn't a race.

O bir yarıştı.

I won the race.

Yarışı kazandım.

I finished the race.

- Ben yarışı bitirdim.
- Yarışı bitirdim.

He finished the race.

- O, yarışı tamamladı.
- Yarışı tamamladı.

Mary finished the race.

Mary yarışı bitirdi.

We finished the race.

Biz yarışı bitirdik.

They finished the race.

- Onlar yarışı tamamladılar.
- Onlar yarışı bitirdiler.

The race was fixed.

Yarışta rüşvet yoluyla hile yapıldı.

Tom won the race.

Tom yarışı kazandı.

Tom lost the race.

Tom yarışı kaybetti.

I've won the race.

Yarışı ben kazandım.

I lost the race.

Yarışı kaybettim.

She won the race.

Yarışı kazandı.

- Tom should've won the race.
- Tom should have won the race.

Tom yarışı kazanmalıydı.

- I should've won the race.
- I should have won the race.

Yarışı kazanmalıydım.

- I had a race with Tom.
- I ran a race with Tom.

Tom ile bir yarışım vardı.

He slowly finished the race.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

He's ahead in the race.

O, yarışta önde gidiyor.

He won the race easily.

O, yarışı kolayca kazandı.

My heart began to race.

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

Did you win the race?

Yarışı kazandın mı?

Do you want to race?

Sen yarışmak ister misin?

He won the race again.

Yarışı yine kazandı.

Most race horses are thoroughbreds.

Çoğu yarış atları safkandır.

Did Tom win the race?

Tom yarışı kazandı mı?

It was a nice race.

O güzel bir yarıştı.

It was a good race.

O iyi bir yarıştı.

It was a great race.

O büyük bir yarıştı.

Tom ran a good race.

Tom iyi bir yarış çıkardı.

Tom didn't finish the race.

Tom yarışı bitirmedi.

This race is already won.

Bu yarış zaten kazanıldı.

It was a tough race.

Bu zor bir yarıştı.

Tom won the race easily.

Tom yarışı rahat kazandı.

Mentioning someone's race isn't racist.

Birinin ırkından bahseden ırkçı değildir.

It's like a horse race.

Bu bir at yarışı gibi.

Tom hasn't won a race.

Tom bir yarış kazanmadı.

Tom almost won the race.

Tom neredeyse yarışı kazandı.

It wasn't an easy race.

Kolay bir yarış değildi.

I didn't finish the race.

Yarışı bitirmedim.

Tom only won one race.

Tom sadece bir yarış kazandı.

I almost won the race.

Neredeyse yarışı kazandım.

- Only four horses competed in the race.
- Only four horses were in the race.

Yalnızca dört tane at yarıştaydı.

Invented the very notion of race

insanlar tarafından kendilerine ve bizlere

Your gender, your race, your ethnicity,

Cinsiyetiniz, ırkınız, kökeniniz

The race was a photo finish.

Yarış ucu ucunaydı.

Slow and steady wins the race.

Yavaş ve istikrarlı yarışı kazanır.

He won the race with ease.

O kolaylıkla yarışı kazandı.

Yuko started the race very quickly.

Yuko yarışa çok hızlı başladı.

I had a race with him.

Onunla bir yarışım vardı.

He took part in the race.

O, yarışa katıldı.

I started last in the race.

Yarışta sonuncu başladım.

Tom watched the race through binoculars.

Tom dürbünle yarışı izledi.

Tom shouldn't have won the race.

Tom yarışı kazanmamalıydı.

Tom is out of the race.

Tom yarışın dışında.

Tom took part in the race.

Tom yarışa katıldı.

Tom isn't even in the race.

Tom yarışta değil ki.

Come on, Tom, I'll race you.

Hadi Tom, seninle yarışacağım.

The Brazilian is winning the race.

Yarışı Brezilyalı kazanıyor.

Tom hates the whole human race.

Tom tüm insan ırkından nefret eder.

Tom was nervous before the race.

Tom yarış öncesi gergindi.

Slow but steady wins the race.

Yavaş ama istikrarlı yarışı kazanır.

She had already won the race.

O zaten yarışı kazanmıştı.

Slow down. It's not a race.

Yavaş ol, Bu bir yarış değil.

He won the race once again.

O yarışı bir kere daha kazandı.

Tom failed to finish the race.

Tom yarışı bitirmeyi başaramadı.

I challenged Tom to a race.

Tom'u bir yarışa davet ettim.

The race seemed to never end.

Yarış asla sona ermeyecek gibi görünüyordu.

You finished the race, didn't you?

Sen yarışı bitirdin, değil mi?

I expect to win today's race.

Bugünkü yarışı kazanmayı umuyorum.

I've got to win this race.

Bu yarışı kazanmak zorundayım.

It's fun to watch the race.

Yarışı izlemek eğlenceli.

Tom will probably win the race.

Tom muhtemelen yarışı kazanacak.

I ran a race with him.

Onunla bir yarış yaptım.

Who's your favorite race car driver?

Favori yarış arabası sürücün kimdir?

Tom bet $300 on the race.

Tom yarışta 300 dolarlık bahse girdi.

I'm never going to race again.

Asla tekrar yarışmayacağım.

Are you ready for the race?

Yarışa hazır mısın?

I ran a race with Tom.

Tom ile bir yarış koştum.

Tom watched the sled dog race.

Tom kızak köpeği yarışını izledi.

I'd like to see another race.

- Başka bir yarış izlemek istiyorum.
- Bir yarış daha izlemek istiyorum.

Tom finished third in the race.

Tom yarışta üçüncü bitirdi.

Tom won the race by cheating.

Tom yarışı hile yaparak kazandı.

Tom dropped out of the race.

Tom yarışı bıraktı.

I haven't ever won a race.

Ben hiç yarış kazanmadım.

Tom ran a good race today.

Tom bugün iyi bir yarış çıkardı.

Tom is a race car driver.

Tom bir yarış arabası sürücüsü.

It was a race against time.

Zamana karşı bir yarıştı.

- I think Tom will win the race.
- I think that Tom will win the race.

Tom'un yarışı kazanacsğını düşünüyorum.

- Tom was surprised that Mary won the race.
- Tom was surprised Mary won the race.

Tom, Mary'nin yarış kazanmasına şaşırdı.

- I didn't know you'd won the race.
- I didn't know that you'd won the race.

Yarışı kazandığını bilmiyordum.