Examples of using "Couldn't" in a sentence and their turkish translations:
Konuşamadım.
Tom konuşamadı.
Uyuyamadım.
Tom ona yardım edemedi.
Onu durduramadım.
Onu yapamadım.
Tom kimseyi göremedi.
Onu bulamadım.
Tom bunu göze alamadı.
Sami onu halledemedi.
Konuşamıyordu.
Bırakamazdım
Yetiştiremedi işleri
Tom yüzemedi.
Nefes alamıyordum.
Ben katlanamadım.
O direnemedi.
O direnemedi.
Cevap veremedim.
Reddedemezdim.
Söyleyemedim.
Tom nefes alamıyordu.
Piknik yapamadık.
Onlar konuşamadı.
Tom yardım edemedi.
Tom hatırlayamadı.
Tom yürüyemedi.
Yürüyemiyordum.
Gidemedim.
Konuşamadım.
Tom konsantre olamadı.
Onlar kaçamadı.
O olamadı.
Tom değiştiremedi.
Tom uyuyamadı.
Tom duramadı.
Tom anlayamadı.
Duramadık.
Duramadım.
Bekleyemedim.
Bekleyemedi.
- O olamadı.
- Olamazdı.
- Hareket edemedim.
- Taşınamadım.
Dayanamadım.
Tom konuşamıyordu.
Tom dinlenemedi.
Mary dinlenemedi.
Göremedim.
Uyuyamadım.
Tom hareket edemedi.
Leyla nefes alamadı.
Leyla çığlık atamadı.
Ben dinlenemedim.
- Mary yanıtlayamadı.
- Mary cevap veremedi.
Tom yardım edemez mi?
- Sami bekleyemedi.
- Sami sabırsızlanıyor.
Tom gelemedi.
Tom kızarmaktan kendini alamadı.
Tom, Mary'ye yardım edemezdi.
Ben daha gururlu olamazdım.
Tom gülmekten kendini alamadı.
Onu yapamadık.
Kendimi gülmekten alamadım.
- Ken onun ismini hatırlayamadı.
- Ken adını hatırlayamadı.
- Bir şey göremedik.
- Bir şey anlayamadık.
Mary öfkesini tutamadı.
Tom, Mary ile konuşamadı.
Onu bekleyemedim.
Onu hiçbir yerde bulamadım.
Tom öfkesini dizginleyemedi.
Ayakkabılarını bulamadı.
Tom motoru çalıştıramadı.
Sonra uçamadığım için,
fakat kurtarılamadı
çok gidemiyorduk yaşımız küçük annemiz çok izin vermiyordu
Öve öve bitiremedik ha
kopuz siparişi veremedim
öğretmenlerin arayıp ta bulamadığı şey
yok bulamadık
bu doğru olamazdı.
O, muhtemelen başaramadı.
Gülmemek Tom'un elinde değildi.
Tahmin bile edememiştim.
Ben anlayamadım.
Ona yardım edilemedi.
Ona inanamadım.
O kendini tutamadı.
Kendilerini savunamadılar.
Uyuyamadım.
- Hayır diyemedim.
- Hayır diyemezdim.
O, gülümsemeyi durduramadı.
O, gülümsemeyi durduramadı.
Onlar gülümsemeyi durduramadı.