Examples of using "Suffocate" in a sentence and their turkish translations:
kolektif ateşimiz bizi çok önceden boğmuş olurdu.
Kalabalık trende boğulacağımı düşündüm.
Bu, yaşayan balıklar için ya boğulmak demek ya da ölümüne ezilmek.
Sana tokat atsam bütün şehir makyaj pudrasından boğulacak.
İşte! Bakın, işte oldu! Alevi boğmamaya çalışın.
Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm.