Examples of using "Really no" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten seçenek yok.
Gerçekten fark yok.
Peki, gerçekten kanıtlandı mı? Hayır.
Bu gerçekten büyük bir anlaşma değil.
Cidden hiç sorun değildi.
Gerçekten özür dilemeye gerek yok.
Ne olacağını tahmin etmek gerçekten mümkün değil.
Gerçekten tartışmanın bir anlamı yok.
- Ayrılmana gerçekten gerek yok.
- Gitmene gerçekten gerek yok.
Gerçekten onu yapmana gerek yok.
Tom'u tanıştırmaya gerçekten gerek yok, değil mi?
Boston'a gitmen için gerçekten hiçbir neden yok.
Boston'a gelmen için gerçekten hiçbir neden yok.
"Annem Amerikan ve babam Uygur'dur." "Gerçekten mi?" "Hayır! Ben şaka yapıyordum!"
İnsanla bire birde kalırsa, insanın hiç şansı yok.