Examples of using "Telling" in a sentence and their turkish translations:
Bir de bana sor.
Tom bana bir şey söylemiyor.
Söyleyeyim dedim.
Ben yalan söylemeyi aştım.
Sana söylediğim için pişmanlık duyuyorum.
Gerçeği söylüyorum.
Bana söylediğin için teşekkürler.
Sana her şeyi söylüyorum.
Onu Tom'a söylemeye çalış.
Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.
Kim doğruyu söylüyor?
Yine yalanlar söylüyorsun.
Yalanlar söylüyorsun.
Bu çok açıklayıcıdır.
Biz gerçeği söylüyoruz.
Kimseye söylemiyoruz.
Sen hep fıkra anlatıyorsun.
Sana söylemiyorum.
Tom'un cahilliği paçalarından akıyor.
Sana doğruyu söylüyorum.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
ve yüzde 65'ini hikâye anlatmaya ayırırlar.
- Fred her zaman yalan söylüyor.
- Fred hep yalan söylüyor.
Bana bu pis hikayeleri anlatmayı kes.
O, yalanlar söylemeye devam etti.
O yalan söylüyor.
Tom bir hikaye anlatıyor.
Bir hikaye anlatıyorum.
Tom gerçeği söylüyor.
Sana hiçbir şey söylemiyorum.
Bana söylediğin için minnettarım.
Ben fıkra anlatmayı çok seviyorum.
Bana söylemediğin için teşekkürler.
Öyle söylediğimi hatırlıyorum.
Gerçeği söylüyorum, Tom.
Artık sana doğruyu söylüyorum.
Sana tekrar söylemiyorum.
Sana gitmeni söylüyorum.
Tom gerçeği söylüyor muydu?
Gerçeği söylüyor musun?
O, fıkra anlatmada iyidir.
Tom doğruyu söylüyordu.
Tom yalanlar söylüyor.
Söylemenin imkanı yok.
Sana bir şey olmadığını söylüyorum.
Bunu sana sır olarak söylüyorum.
Tom gerçeği söylüyor mu?
Tom gerçeği söylemiyordu.
Tom bize söylemeden gitti.
Onu bize söylediğin için teşekkürler.
Onu bana söylediğin için teşekkürler.
Tom kimseye söylemeden ayrıldı.
Bize söylemeden gitti.
Onlara ne söylüyordun?
Ona ne söylüyordun?
Ona ne söylüyordun?
Bunu Tom'a söylemeye çalış.
Bana söylediğin için teşekkür ederim.
Tom'a ne söylüyordun?
- Bize ne söylemiyorsun?
- Bizden ne saklıyorsun?
- Bize anlatmadığın şey ne?
- Bize söylemediğin şey nedir?
- Benden ne saklıyorsun?
- Bana ne söylemiyorsun?
- Bana anlatmadığın şey ne?
- Bana söylemediğin şey nedir?
Doğru söylüyor muydun?
Tom doğruyu söylemiyor.
Bize çok şey söylemiyorsun.
Bana haber vermeden gitme.
Sen bana bir şey söylemiyorsun.
Biri doğruyu söylemiyor.
Ben sadece gerçeği söylüyorum.
Tom yalanlar söylemeye devam etti.
İkimiz de gerçeği söylüyoruz.
Bana söylediğin için teşekkürler, Jim.
Gerçeği söylüyordu.
O, gerçeği söylüyordu.
Gerçeği söylemiyordum.
Sami doğruyu söylüyor.
- Sadece gerçekleri söylüyorum.
- Yalnızca olanı söylüyorum.
- Sadece doğruları konuşuyorum.
- Gerçeği anlatıyorum sadece.
Sami doğruyu söylüyordu.
Gerçeği söylemiyorsun.
Muhtemelen doğru söylüyor.
Gerçeği söylediğimi biliyorsun.
Bize gerçeği söylemiyorlar.
- Gerçeği söylediğini biliyorum.
- Gerçeği söylediğinizi biliyorum.
Onlar bize gerçeği söylemiyorlar.
Neden bana şimdi anlatıyorsun?
Onların bize söylemediği bir şey var.
Tom'un bize söylemediği bir şey var.
- Mary'nin bize anlatmadığı bir şey var.
- Mary'nin bize söylemediği bir şey var.
Tom doğruyu söylüyor gibi görünüyor.
Tom onun bize söylemediği bir şey biliyor.
Benim ona söylemeye niyetim yok.
Sana sadece duyduğumu söylüyorum.
Bize her şeyi anlatmıyorsun, değil mi?
Ayrıca gençler bana