Examples of using "Practise" in a sentence and their turkish translations:
Dinini hâlâ uyguluyor musun?
İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
Fadıl artık dinini açıkça uygulayabilir.
Leyla kendi evinde özel bir uygulama yürüttü.
O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
O hemen Çin'i sonsuza değiştirecek bir önlemler serisi yürürlüğe koydu.
Bir erkeğin elinde bir demet çiçek varsa, bu onun botanik çalışmayacağı, fakat anatomi çalışacağı anlamına gelir.
Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.