Translation of "Usually" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Usually" in a sentence and their turkish translations:

Usually,

Genellikle,

Usually.

Genellikle.

- Tom usually doesn't win.
- Tom doesn't usually win.

Tom genellikle kazanmaz.

I usually walk.

Ben genellikle yürürüm.

Cats usually meow.

Kediler genellikle miyavlar.

We usually win.

Biz genellikle kazanırız.

He usually succeeded.

Genellikle o her şeyi başarır.

I'm usually right.

Ben genellikle haklıyım.

Tom usually wins.

Tom genellikle kazanır.

- I usually eat alone.
- I usually eat by myself.

Ben genellikle yalnız yerim.

- I'm usually not this busy.
- I'm not usually this busy.

Genellikle bu kadar meşgul değilim.

- It's not usually this busy.
- It isn't usually this busy.

O genellikle bu kadar yoğun değildir.

- I usually don't wear pajamas.
- I don't usually wear pajamas.

Ben genellikle pijama giymem.

- Tom doesn't usually do that.
- Tom usually doesn't do that.

Tom genellikle bunu yapmaz.

Tom is usually on time and Mary is usually late.

Tom genellikle erken gelir ve Mary genellikle geç kalır.

- I usually don't drink coffee.
- I don't usually drink coffee.

Genellikle kahve içmem.

Archeology usually is teamwork,

Arkeoloji genellikle bir ekip çalışmasıdır,

The reply is usually,

cevap genellikle şöyle,

I usually play tennis.

Ben genellikle tenis oynarım.

Cats usually hate dogs.

Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.

She usually wears jeans.

O genellikle kot pantolon giyer.

My friends usually agree.

Arkadaşlarım genellikle aynı fikirdeler.

Tom usually eats alone.

Tom genellikle yalnız yemek yer.

Tom usually wins arguments.

- Tom genellikle argümanları kazanır.
- Tom genellikle tartışmaları kazanır.

Tom usually works late.

Tom genellikle geç saatlere kadar çalışır.

I'm not usually wrong.

Genellikle hatalı değilim.

Tom usually keeps appointments.

Tom genellikle randevulara gider.

I usually sleep soundly.

Ben genellikle deliksiz uyurum.

That one usually works.

O genellikle işe yarar.

Wives usually outlive husbands.

- Karılar genellikle kocalardan daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

There's usually someone here.

Genellikle burada biri var.

Twins are usually premature.

İkizler genellikle erken doğumludur.

Tom is usually right.

Tom genellikle haklı.

We usually just text.

Biz genellikle sadece mesaj atarız.

That usually doesn't happen.

O genellikle olmaz.

I usually drive myself.

Ben genellikle kendim sürerim.

Tom usually wears glasses.

Tom genellikle gözlük takar.

I usually eat outside.

Ben genellikle dışarıda yemek yerim.

That's what usually happens.

Genellikle olan bu.

He usually works late.

O genelde geç saatlere kadar çalışır.

He usually doesn't brag.

O genellikle övünmez.

I don't usually cry.

Genellikle ağlamam.

Tom is usually working.

Tom genellikle çalışıyor.

I usually watch documentaries.

Genellikle belgesel izlerim.

I don't usually snore.

Genellikle horlamam.

This is usually unnecessary.

Bu genellikle gereksizdir.

Tom usually wears dungarees.

Tom genellikle tulum giyer.

Tom usually wears jeans.

Tom genellikle kot pantolon giyer.

You're usually so optimistic.

Genellikle çok iyimsersin.

I'm not usually here.

Ben genellikle burada değilim.

I usually eat out.

Ben genellikle dışarıda yerim.

I usually don't lie.

Ben genellikle yalan söylemem.

I don't usually lie.

Ben genellikle yalan söylemem.

I usually do vote.

Genellikle oy kullanırım.

I'm usually quite frank.

Ben genellikle oldukça dürüstüm.

You're usually quite organized.

Sen genellikle oldukça düzenlisin.

You're usually quite patient.

Sen genellikle oldukça sabırlısın.

I'm usually quite organized.

Genellikle oldukça düzenliyimdir.

I'm usually quite patient.

Genellikle oldukça sabırlıyımdır.

She's usually pretty shy.

O genellikle oldukça utangaçtır.

He's usually pretty shy.

Genellikle oldukça utangaçtır.

Tom usually speaks French.

Tom genellikle Fransızca konuşur.

Tom usually does that.

Tom genellikle onu yapar.

Tom usually doesn't cry.

Tom genellikle ağlamaz.

Tom doesn't usually snore.

Tom genellikle horlamaz.

Tom usually walks home.

Tom genellikle eve yürür.

Tom usually skips breakfast.

Tom genellikle kahvaltıyı atlar.

He usually eats quickly.

Genellikle çabucak yer.

I'm usually pretty picky.

Genellikle oldukça seçiciyimdir.

I'm usually pretty patient.

Genelde bayağı sabırlıyımdır.

Tom usually sits there.

Tom genellikle orada oturur.

- Tom usually sleeps for eight hours.
- Tom usually sleeps eight hours.

Tom genellikle sekiz saat uyur.

- You're usually busier than I am.
- You're usually busier than me.

Sen genellikle benden daha yoğunsun.

- I'm usually at home on Mondays.
- I'm usually home on Mondays.

Ben genellikle pazartesi günleri evdeyim.

- I'm usually busier than Tom.
- I'm usually busier than Tom is.

Ben genellikle Tom'dan daha yoğunum.

- I usually get up at eight.
- I usually get up at eight o'clock.
- I usually get up at 8.

Genellikle saat sekizde kalkarım.

- Tom usually goes to school by bicycle.
- Tom usually cycles to school.
- Tom usually goes to school by bike.

Tom genellikle okula bisikletle gider.

- She and I usually agree.
- You and I usually share one opinion.

O ve ben genellikle aynı fikirdeyiz.

- Tom usually comes here on Mondays.
- Tom usually comes here on Monday.

Tom genellikle pazartesi günleri buraya gelir.

- Tom doesn't usually wear a tie.
- Tom usually doesn't wear a tie.

Tom genellikle kravat takmaz.

- Is the pain usually this bad?
- Does it usually hurt this much?

Ağrı genellikle bu kadar kötü mü?

- Tom usually doesn't buy expensive clothes.
- Tom doesn't usually buy expensive clothes.

- Tom genelde pahalı kıyafet almaz.
- Tom genelde pahalı giyinmez.

- Tom usually speaks French with Mary.
- Tom usually speaks French to Mary.

Tom genellikle Mary ile Fransızca konuşur.

- I don't usually drink so much.
- I usually don't drink this much.

Genelde bu kadar çok içmem.

- Tom doesn't usually comb his hair.
- Tom usually doesn't comb his hair.

Tom genellikle saçlarını taramıyor.

Usually, what they say is,

Genelde söyledikler şey,

usually always black and brown,

genelde siyahi ve Latin asıllılardı,

Occasionally 996, but usually 965.

genellikle 9-6-5 çalışıyorum.

Athletes usually abstain from smoking.

Atletler genellikle sigaradan kaçınırlar.

I usually get up late.

Ben genellikle geç kalkarım.

Salesmen are usually fast talkers.

Satıcılar genellikle hızlı konuşucudur.

She and I usually agree.

O ve ben genellikle aynı fikirdeyiz.

Parents are usually very wise.

Anne ve babalar genellikle çok akıllıdırlar.

She usually walks to school.

O, genellikle okula yürür.

What usually causes the pain?

Ağrıya genellikle ne sebep olur.

He usually goes to McDonald's.

O genellikle McDonald's'a gider.

I usually shower at night.

Genellikle gece duş yaparım.

After dinner, he usually sleeps.

Akşam yemeğinden sonra, o genellikle uyur.