Examples of using "Opposing" in a sentence and their turkish translations:
O, karşı takıma katıldı.
Karşıt görüşleri yasaklamalıyız.
Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.
Nükleer testlere karşı açıklamaya hazırım.
Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.
Tartışmalı öneri, iki karşıt parti arasında yoğun bir söz savaşına neden oldu.