Translation of "Willing" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Willing" in a sentence and their turkish translations:

God willing...

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

God willing!

İnşallah!

Tom is willing.

Tom istekli.

He is willing enough.

O yeterince istekli.

I'm willing to apologize.

Özür dilemeye istekliyim.

We're willing to learn.

Öğrenmeye can atıyoruz.

I'm willing to help.

Yardım etmeye hazırım.

I'm willing to share.

Ben paylaşmaya istekliyim.

We're willing to negotiate.

Biz görüşmek için istekliyiz.

I'm willing to wait.

Beklemeye istekliyim.

I'm willing to compromise.

- Uzlaşmaya hazırım.
- Uzlaşmaya istekliyim.

I'm willing to negotiate.

Görüşmek için hazırım.

I'm willing to cooperate.

İşbirliği yapmaya hazırım.

I'm willing to talk.

Konuşmaya hazırım.

- I am willing to help you.
- I'm willing to help you.

Sana yardım etmek için gönüllüyüm.

- I'm willing to take that chance.
- I'm willing to risk that.

O şansı kullanmaya hazırım.

- I'm willing to give it a try.
- I'm willing to try.

Denemek için hazırım.

- I think Tom is willing.
- I think that Tom is willing.

Tom'un istekli olduğunu düşünüyorum.

And he's willing to try.

ve anlamaya çalışmak istiyor.

I'm willing to help him.

Ona yardım etmeye istekliyim.

Are you willing to go?

Gitmek istiyor musun?

I'm ready and willing, Tom.

Hazır ve istekliyim, Tom.

The coalition of the willing.

Gönüllüler koalisyonu.

I'm willing to try anything.

Ben bir şey denemek için istekliyim.

I'm willing to try that.

Onu denemeye istekliyim.

I'd be willing to help.

Seve seve yardımcı olurum.

Are they willing to leave?

Onlar gitmeye istekliler mi?

Tom is willing to cooperate.

Tom işbirliği yapmak için istekli.

Tom is willing to go.

Tom gitmek için istekli.

Tom is willing to help.

Tom yardımcı olmak için istekli.

Tom is willing to negotiate.

Tom görüşmek için istekli.

Tom is willing to testify.

Tom tanıklık etmeye hazır.

Tom wasn't willing to cooperate.

Tom işbirliği yapmaya istekli değildi.

Are you willing to help?

Yardım etmek istiyor musun?

We're willing to help you.

Biz size yardım etmek için istekliyiz.

I'm willing to risk that.

Onu riske atmaya hazırım.

Are you willing to change?

Değişmeye istekli misin?

Tom's willing to help us.

Tom bize yardım etmeye istekli.

They're willing to help us.

Onlar bize yardım etmek için istekliler.

They're willing to do it.

Onlar bunu yapmak için istekli.

Tom seemed willing to help.

Tom yardım etmeye istekli görünüyordu.

Are you willing to learn?

Öğrenmeye istekli misin?

Tom is willing to talk.

Tom konuşmaya istekli.

I'm willing to do that.

Onu yapmaya istekliyim.

I'm always willing to help.

Ben yardım etmek için her zaman istekliyim.

Aren't you willing to help?

Yardım etmeye istekli değil misin?

Tom is willing to wait.

Tom beklemeye istekli.

I wasn't willing to help.

Yardım etmeye istekli değildim.

I'm not willing to help.

- Ben yardım etmeye istekli değilim.
- Ben yardım etmek için istekli değilim.

- I am willing to attend the meeting.
- I'm willing to attend the meeting.

Toplantıya katılmaya istekliyim.

- Tom says that he's willing to help.
- Tom says he's willing to help.

Tom yardım etmeye istekli olduğunu söylüyor.

- Is anybody here willing to do that?
- Is anyone here willing to do that?

Buradaki biri bunu yapmaya istekli mi.

But I am willing to try."

ama yine de anlamaya çalışmak istiyorum."

But still not willing to share.

Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.

Would you be willing to help?

Yardım eder misiniz?

He was willing to help others.

O, başkalarına yardım etmeye istekliydi.

Tom is both able and willing.

Tom hem yetenekli hem de istekli.

Mary is both able and willing.

Mary hem yetenekli hem de istekli.

Are you willing to do that?

Onu yapmaya istekli misin?

Are you willing to help Tom?

Tom'a yardım etmeye istekli misin?

They're willing to let you go.

Onlar gitmene izin vermek için istekli.

I'm willing to make that sacrifice.

Ben o fedakarlığı yapmaya hazırım.

Tom might be willing to help.

Tom yardım etmek için istekli olabilir.

Tom was willing to help us.

Tom bize yardım etmek için istekliydi.

I'm willing to forget the past.

Geçmişi unutmaya hazırım.

They are willing to learn English.

Onlar İngilizce öğrenmeye istekliler.

Tom is willing to try anything.

Tom bir şey denemek için gönüllü.

Perhaps you'd be willing to volunteer.

Belki de gönüllü olmaya istekli olurdun.

I'm willing to try anything once.

Bir kez bir şey denemeye hazırım.

I'm willing to take that risk.

O riski almaya hazırım.

Are you willing to risk that?

Onu riske atmaya hazır mısın?

Are you willing to join me?

Bana katılmaya istekli misin?

Donate what you're willing to donate.

İstediğin ne varsa bağışla.

Are you really willing to help?

Yardım etmeye gerçekten istekli misin?

Tom was willing to try anything.

Tom bir şey denemeye istekliydi.

Are you willing to help us?

Bize yardım etmeye istekli misin?

Are you willing to help them?

Onlara yardım etmek istiyor musun?

Are you willing to help me?

Bana yardım etmeye istekli misin?

Are you willing to help him?

Ona yardım etmeye istekli misin?

Are you willing to help her?

Ona yardım etmeye istekli misin?

Tom was always willing to help.

Tom yardım etmek için her zaman istekli.

I'm willing to accept your offer.

Ben teklifini kabul etmeye hazırım.

I'm willing to try new things.

Yeni şeyleri denemeye istekliyim.

Tom is always willing to help.

Tom her zaman yardım etmek için istekli.

We're willing to try new things.

Yeni şeyleri denemek için istekliyiz.

We're willing and happy to wait.

Biz beklemek için istekli ve mutluyuz.

Fadil is not willing to talk.

Fadıl konuşmaya istekli değil.

Fadil is always willing to help.

Fadıl her zaman yardımcı olmaya isteklidir.

Tom wasn't willing to do that.

Tom onu yapmak için istekli değildi.

Would you be willing to compromise?

Uzlaşmaya hazır mısın?

Are you willing to do this?

- Bunu yapmak istiyor musun?
- Bunu yapmak için istekli misin?

Tom wasn't willing to help me.

Tom bana yardım etmeye istekli değildi.

Is Tom willing to do that?

Tom bunu yapmaya istekli mi?

Tom is willing to do that.

Tom onu yapmaya istekli.

Aren't you willing to do that?

Onu yapmaya istekli değil misin?

I was willing to do that.

Bunu yapmaya hazırdım..

Tom was willing to do that.

Tom bunu yapmaya hazırdı.

Tom isn't willing to help us.

Tom bize yardım etmeye istekli değil.