Translation of "Nuclear" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Nuclear" in a sentence and their turkish translations:

Nuclear power plants are dangerous, not to mention nuclear weapons.

Nükleer enerji santralleri tehlikelidir, nükleer silahlardan söz edilmemeli.

Resembled a nuclear explosion

nükleer bir patlamayı andırıyordu

Nuclear power is safe.

Nükleer enerji güvenlidir.

We're against nuclear weapons.

Nükleer silahlara karşıyız.

Was it a nuclear bomb?

bir nükleer bomba mıydı?

They are against nuclear power.

Onlar nükleer güce karşılar.

Iran doesn't have nuclear weapons.

İran'ın nükleer silahları yoktur.

And more than 10,000 nuclear weapons.

ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.

And more than 60,000 nuclear weapons.

ve 60 binden fazla nükleer silah.

And Global Zero for nuclear war.

ve dünyada sıfır nükleer savaş gibi.

People are protesting against nuclear weapons.

İnsanlar nükleer silahlara karşı protesto ediyor.

We live in the nuclear era.

Nükleer çağda yaşıyoruz.

Does your country have nuclear weapons?

Ülkeniz nükleer silahlara sahip mi.

The United States had nuclear weapons.

ABD'nin nükleer silahları vardı.

Tom works at a nuclear plant.

Tom bir nükleer santralde çalışır.

Algeria does not have nuclear weapons.

- Cezayir'in nükleer silahları yok.
- Cezayir'in nükleer silahları yoktur.
- Cezayir nükleer silahlara sahip değildir.
- Cezayir nükleer silahlara sahip değil.

War and the spread of nuclear weapons.

savaş ve nükleer silahların yayıldığını okuyoruz.

Intervening UFO was running on nuclear fuel

araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu

Who can survive after a nuclear war?

Nükleer bir savaştan sonra kimler hayatta kalabilir?

Nuclear power plants don't appeal to everybody.

Nükleer güç tesisleri herkesin ilgisini çekmiyor.

Some people are demonstrating against nuclear arms.

Bazı insanlar nükleer silahlara karşı gösteri yapıyorlar.

Civilization is now threatened by nuclear war.

Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.

Nuclear power is used to generate electricity.

Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.

Sami worked at a nuclear power plant.

Sami bir nükleer enerji santralinde çalışmıştı.

The question is how to avoid nuclear war.

Sorun nükleer savaştan nasıl kaçınılacağıdır.

Nuclear power is stymied by the new laws.

Nükleer güç yeni yasalar tarafından engellenmektedir.

What would I be without my nuclear warheads?

Nükleer başlıklarım olmasaydı ne yapardım ben?

They seem to be worrying about nuclear weapons.

Nükleer silahlar hakkında endişeleniyor gibi görünüyorlar.

Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.

Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.

We will destroy our nuclear weapons with America.

Biz Amerika ile birlikte nükleer silahlarımızı yok edeceğiz.

If nuclear war broke out, mankind would perish.

Nükleer savaş patlak verirse insanoğlu helak olur.

The United States has still got nuclear weapons.

Amerika Birleşik Devletleri hâlâ nükleer silahlara sahiptir.

Mankind will succeed in using nuclear energy peacefully.

İnsanlık nükleer enerjinin barışçıl kullanımında başarılı olacaktır.

They seem to be concerned with nuclear weapons.

Onlar nükleer silahlardan endişe duyuyor gibi görünüyorlar.

It began with the fear of nuclear war.

Nükleer savaşın korkusuyla başladı.

Nuclear weapons are a threat to all humanity.

Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.

The assembly voted to protest against any nuclear armament.

Meclis herhangi bir nükleer silahlanmaya karşı protesto etmek için oy kullandı.

They are afraid that nuclear war will break out.

Onlar nükleer savaş çıkacağından korkuyorlar.

How many nuclear bombs does the United Kingdom have?

Birleşik Krallık'ın kaç nükleer bombası var?

The age of nuclear power is not yet over.

Nükleer enerjinin dönemi henüz bitmedi.

Germany decided to not use any more nuclear energy.

Almanya artık nükleer enerji kullanmamaya karar verdi.

Uranium is used in the production of nuclear power.

Uranyum nükleer enerji üretiminde kullanılır.

- Tom has devoted his life to the anti-nuclear-energy movement.
- Tom has devoted his life to the movement against nuclear energy.

Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.

All humanity will suffer if a nuclear war breaks out.

Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.

There are a few nuclear bomb shelters in the city.

Şehirde birkaç nükleer bomba sığınağı var.

The war affected the way the Japanese view nuclear weapons.

Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.

He contends that nuclear weapons are necessary for national defense.

O, nükleer silahların ulusal savunma için gerekli olduğunu iddia ediyor.

He argued that nuclear weapons were a threat to peace.

O, nükleer silahların barış için bir tehdit olduğunu ileri sürdü.

No country on earth is safe in this nuclear age.

Bu nükleer çağda dünyada hiçbir ülke güvenli değildir.

The Iranian nuclear program has just been attacked by malware.

İran atom programı, kötü amaçlı yazılım tarafından saldırıya uğradı.

Our civilization ended the day we invented the nuclear bomb.

Bizim medeniyetimiz nükleer bombayı icat ettiğimiz gün sona erdi.

Afghan democracy needs to be preserved even with nuclear bombs.

Afgan demokrasinin bile nükleer bombalarla korunması gerekir.

Many countries have signed a treaty to eliminate nuclear weapons.

Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.

The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.

The crisis led to the 1968 Nuclear Non-Proliferation Treaty.

Kriz 1968 Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına yol açtı.

A nuclear war will bring about the destruction of mankind.

Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.

I wanted to be a nuclear engineer, focused on plasma physics

Plazma fiziğine odaklı atom mühendisi olmak istedim.

Nuclear war will bring life on this planet to an end.

Nükleer savaş bu gezegendeki yaşamı sona erdirecektir.

The physicist was aware of the potential danger of nuclear fusion.

Fizikçi, nükleer füzyonun potansiyel tehlikesinin farkındaydı.

Tom has devoted his life to the anti-nuclear-energy movement.

Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.

And use a nuclear device to vaporize part of the surface.

ve yüzeyin bir kısmını buharlaştırmak için bir nükleer cihaz kullanmak.

What will happen to our children if nuclear war breaks out?

Nükleer savaş çıkarsa çocuklarımıza ne olacak?

All of us would like to get rid of nuclear weapons.

Hepimiz nükleer silahlardan kurtulmak istiyoruz.

If a nuclear war were to break out, mankind would perish.

Bir nükleer savaş patlak verseydi insanlık yok olurdu.

I am willing to go on record as opposing nuclear tests.

Nükleer testlere karşı açıklamaya hazırım.

When I was there, I learned about the Onagawa Nuclear Power Station,

Oradayken, Onagawa nükleer santralinden de haberim oldu.

It's almost as absurd as building a nuclear reactor inside a castle.

Bu neredeyse bir kale içine nükleer reaktör inşa etmek kadar saçma.

Japan is the only nation to have been hit by nuclear bombs.

Japonya, atom bombalarıyla vurulan tek ülkedir.

Nuclear power plants rely upon the fission of uranium to generate heat.

Nükleer enerji santralleri, ısı üretmek için uranyum fizyonuna dayanır.

We are making all efforts possible to deal with the nuclear crisis.

Biz nükleer kriz ile başa çıkmak için mümkün olan tüm çabaları harcıyoruz.

An aircraft carrier can only be destroyed with a tactical nuclear weapon.

Bir uçak gemisi ancak bir taktik nükleer silahla yok edilebilir.

Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.

The world is worried about the nuclear capabilities of the USA and Israel.

Dünya; ABD ve İsrail'in nükleer güçleri hakkında endişelidir.

The nuclear holocaust scenario is just old propaganda. Arsenals are limited and rusty.

Nükleer soykırım senaryosu sadece eski propagandadır. Silah depoları sınırlı ve paslı.

You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.

Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.

Uranium has to be enriched before it can be used in nuclear weapons.

Uranyum, nükleer silahlarda kullanılmadan önce zenginleştirilmiş olmak zorunda.

He held forth for more than an hour on the evils of nuclear power.

O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.

The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.

Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.

Let us hope the world will never be on the brink of a nuclear war.

Umarız dünya asla bir nükleer savaşın eşiğinde olmaz.

Has one of the 10 biggest military budgets in the world, and is a nuclear power.

dünyadaki en büyük 10'uncu en büyük askeri bütçeye sahip ve nükleer bir güç.

- We are living in the age of nuclear power.
- We are living in the atomic age.

Nükleer güç çağında yaşıyoruz.

There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.

Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

At the Fukushima No.1 nuclear power plant, all the reactors stopped just after the quake.

Fukushima No.1 nükleer santralinde, depremden hemen sonra bütün reaktörler durdu.

Since the nuclear bombings of Nagasaki and Hiroshima, Japan has maintained a respectful and pacifist tradition.

Nagazaki ve Hiroşimanın nükleer bombalamalarından itibaren, Japonya saygılı ve barışçı bir geleneği sürdürmüştür.

If you eat all of that dessert, you'll be like a nuclear plant at night in bed.

O tatlının hepsini yersen gece yatakta nükleer santral gibi olursun.

- Mankind will succeed in making peaceful use of atomic energy.
- Mankind will succeed in using nuclear energy peacefully.

İnsanlık nükleer enerjiyi barışçıl biçimde kullanarak başarılı olacaktır.

The world was on the very brink of nuclear war during the Cuban Missile Crisis in October 1962.

1962 Ekim'indeki Küba Füze Krizi'nde dünya tam da nükleer savaşın eşiğine gelmişti.

In 1920, British astronomer Arthur Eddington proposed that the Sun and other stars are powered by nuclear reactions.

1920'de İngiliz astronom Arthur Eddington güneş ve diğer yıldızların nükleer reaksiyonlar tarafından desteklendiğini ileri sürdü.

Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.

Every second, the Sun converts 4 million tons of its material into heat and light through the process of nuclear fusion.

Her saniye, Güneş malzemesinin 4 milyon tonunu nükleer füzyon sürecinde ısıya ve ışığa dönüştürür.

The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.

Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.