Translation of "Ban" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Ban" in a sentence and their turkish translations:

Did Google ban you?

Google seni yasakladı mı?

You came despite my ban.

Sen benim yasağıma rağmen geldin.

We must ban opposing views.

Karşıt görüşleri yasaklamalıyız.

- No one takes the ban seriously anymore.
- Nobody takes the ban seriously anymore.

- Yasağı artık kimse ciddiye almıyor.
- Yasağı kimse sallamıyor artık.
- Yasağı kimse iplemiyor artık.
- Yasağı kimse takmıyor artık.

This is not a travel ban.

Bu bir seyahat yasağı değildir.

And we ban them from our lives.

sonra bunları hayatımızdan engelliyoruz.

We should ban advertising aimed towards children.

Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız.

- The ban is no longer taken seriously by anyone.
- The ban is no longer taken seriously by anybody.

- Yasağı artık kimse ciddiye almıyor.
- Yasağı kimse sallamıyor artık.
- Yasağı kimse iplemiyor artık.
- Yasağı kimse takmıyor artık.
- Yasak hiç kimse tarafından kale alınmıyor artık.

He asked the officials to lift the ban.

Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.

Let us not ban everything we disagree with.

Katılmadığımız her şeyi yasaklamamalıyız.

President Jefferson ordered a ban on trade with Europe.

Başkan Jefferson Avrupa ile ticaret yasağını emretti.

If I were in charge, I'd ban all zoos.

Eğer sorumlu olsaydım, tüm hayvanat bahçelerini yasaklardım.

Ban Ki-Moon needs $16 million more for his project.

Ban Ki-Moon'un, projesi için 16 milyon dolara daha ihtiyacı var.

They wanted to ban slavery everywhere in the United States.

ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.

The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.

Ban Ki-Moon needs to find $40 billion for his project.

Ban Ki-Moon'un, projesi için 40 milyar dolar bulması gerekiyor.

Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.

Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.

The government decided to ban the book on grounds of indecency.

Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya kararı verdi.

President Jefferson did not want the trade ban to last long.

Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.

An international trade ban could be the last straw for that country's economy.

Uluslararası bir ticaret yasağı, o ülkenin ekonomisi için bardağı taşıran son damla olabilir.

I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.

Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.

Then the ban on entry was suspended thanks to the initiative of non-governmental organizations

daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.

Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

Because of the high fire risk, the governor of California issued a statewide campfire ban.

Yüksek yangın riski nedeniyle Kaliforniya valisi eyalet çapında kamp ateşi yasağı yayınladı.

Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.