Translation of "Opinions" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Opinions" in a sentence and their turkish translations:

But instead of opinions,

ve herkese fikirleri yerine

His opinions are variable.

Onun görüşleri değişkendir.

I heard various opinions.

Çeşitli görüşler duydum.

His opinions carry weight.

Onun fikirleri önemlidir.

They accept other opinions.

Onlar başka görüşleri kabul ederler.

I need your opinions.

Görüşlerine ihtiyacım var.

We have different opinions.

Farklı görüşlerimiz var.

I value their opinions.

Ben onların görüşlerine değer veririm.

I value your opinions.

Fikirlerine değer veriyorum.

Only your opinions matter.

Sadece senin görüşlerin önemli.

Tom values our opinions.

Tom görüşlerimize değer verir.

Your opinions are worthless.

- Sizin görüşünüz değersiz.
- Sizin görüşleriniz değersiz.

His opinions infuriate me.

Onun görüşleri beni kızdırıyor.

- What we need are facts, not opinions.
- We need facts, not opinions.

Görüşlere değil, gerçeklere ihtiyacımız var.

Don't confuse opinions with facts.

Düşüncelerle gerçekleri karıştırmayın.

These are completely different opinions.

Bunlar tamamen farklı düşünceler.

Their opinions differ from mine.

Onların görüşleri benimkinden farklıdır.

Our opinions are quite different.

Bizim görüşlerimiz oldukça farklı.

I don't need your opinions.

Fikirlerinize ihtiyacım yok.

Tom's opinions are generally conservative.

Tom'un fikirleri genellikle muhafazakâr.

They are entirely contrasting opinions.

Onlar tamamen zıt görüşteler.

We just have differing opinions.

Sadece farklı görüşlerimiz var.

Tom asked for our opinions.

Tom görüşlerimizi sordu.

She is flexible in her opinions.

O görüşlerinde esnektir.

He always values his wife's opinions.

O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.

My opinions are similar to his.

Benim fikirlerim onunkine benzerdir.

His opinions aren't worth listening to.

Onun fikirleri dinlemeye değmez.

Opinions vary from person to person.

Opsiyonlar insandan insana değişir.

I respect you and your opinions.

Sana ve fikirlerine saygı duyuyorum.

Tom asked us for our opinions.

Tom bizden görüşlerimizi istedi.

Two opinions are better than one.

İki görüş, birinden daha iyidir.

Tom didn't ask for our opinions.

Tom bizim fikirlerimizi sormadı.

Opinions are more divided in Boston.

Görüşler Boston'da daha çok bölünmüştür.

I didn't ask for your opinions.

Senin fikrini sormadım.

- There is not much difference between the two opinions.
- There's not much difference between the two opinions.
- There isn't much difference between the two opinions.

İki fikir arasında çok fark yok.

- His opinion is for the birds.
- His opinions aren't worth listening to.
- His opinions are worthless.

Onun görüşleri değersizdir.

I agree with some of your opinions.

Fikirlerinden bazılarına katılıyorum.

I find her opinions odd but interesting.

Onun görüşlerini tuhaf ama ilginç buluyorum.

Have some respect for other people's opinions.

Diğer insanların görüşlerine biraz saygı duy.

He changes his opinions one after another.

O, birbiri ardına görüşlerini değiştirir.

Your opinions are right in a way.

Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.

Tom and Mary have very different opinions.

Tom ve Mary çok farklı fikirlere sahiptir.

I already know what my opinions are.

Görüşlerimin ne olduğunu zaten biliyorum.

We have conflicting opinions on the matter.

Konuyla ilgili çelişkili görüşlerimiz var.

He should keep his opinions for himself.

Fikirlerini kendine saklamalı.

The staff exchanged frank opinions in the meeting.

Personel toplantıda samimi bir görüş alışverişinde bulunmuştur.

No one wants to listen to my opinions.

Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.

He made a speech that supported my opinions.

O benim görüşlerimi destekleyen bir konuşma yaptı.

Tom's opinions don't carry much weight around here.

Tom'un fikirlerinin buralarda fazla ağırlığı yoktur.

No one thinks, but everyone has their opinions.

Hiç kimse düşünmez ama herkesin görüşleri vardır.

His opinions don't carry much weight around here.

Onun fikirlerine burada pek itibar edilmez.

Her opinions don't carry much weight around here.

Onun düşünceleri burada çok önemsenmez.

Don't view opinions and facts as the same thing.

Görüşleri ve gerçekleri aynı şey olarak görmeyin.

People's opinions depend on the spirit of the times.

İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.

I have my own opinions concerning politics and religion.

Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.

You can convince people of only their own opinions.

İnsanları sadece kendi fikirleriyle ikna edebilirsin.

You really do change your opinions often, don't you?

Gerçekten sık sık fikirlerini değiştirirsin, değil mi?

Only your stubborn opinions have to be listened to.

Sadece senin inatçı fikirlerin dinlenmeli.

I didn't know that babies could have political opinions.

Bebeklerin siyasi görüşleri olabileceğini bilmiyordum.

Tom asked some of his friends for their opinions.

Tom arkadaşlarından bazılarına fikirlerini sordu.

I have the right to express my own opinions.

- Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkına sahibim.
- Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.

His opinions and ideas changed my perspective on life.

Onun fikir ve düşünceleri hayata bakış açımı değiştirdi.

John and Mary had different opinions about that important matter.

John ve Mary'nin o önemli mesele hakkında farklı fikirleri vardı.

The opinions of others are all the same to me.

Diğerlerinin görüşlerinin hepsi benim için aynı.

The whole plan is only based on his personal opinions.

Bütün plân sadece onun kişisel görüşleri üzerine kurulu.

I suggest keeping your opinions to yourself from now on.

Bundan sonra fikirlerinizi kendinizde tutmayı öneriyorum.

Don't judge a man by the opinions of his enemies.

Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama.

I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.

Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.

There was a violent clash of opinions between the two leaders.

İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.

Each of their opinions has both good points and bad points.

Onların fikirlerinin her biri hem iyi noktalara hem de kötü noktalara sahiptir.

I suggest you keep your opinions to yourself from now on.

Şu andan itibaren fikirlerini kendine saklamanı öneriyorum.

- The opinion reunites or divides men.
- Opinions unite or divide people.

Fikirler insanları birleştirir ya da böler.

- I'm tired of Tom shoving his opinions down my throat.
- I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
- I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.
- I'm sick of Tom jamming his opinions down my throat.
- I got tired of Tom cramming his opinions down my throat.
- I've had enough of Tom pushing his ideas on me.
- I'm tired of Tom imposing his opinions on me.

- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- Tom'un düşüncelerini bana empoze etmesinden yıldım.
- Tom'un düşüncelerini bana dikte etmesinden usandım.
- Tom'un fikirlerini bana zorla benimsetmek istemesinden yoruldum.

There is a wide gap in the opinions between the two students.

İki öğrenci arasındaki fikirlerde büyük bir boşluk var.

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man.

Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

Everyone is entitled to his own opinions, but not his own facts.

Herkesin kendi kanaatleri olabilir, ama kendi gerçekleri değil.

Tom decided to say nothing until everyone else had given their opinions.

Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.

Why is the politician trying to kill off the opinions of the majority?

Neden politikacı çoğunluğun görüşünün kökünü kazımaya çalışıyor?

My opinions differ from those of most of the students in the class.

Benim görüşlerim sınıftaki öğrencilerin çoğununkinden farklıdır.

There are many opinions about Elon Musk, an entrepreneur who has become a billionaire

Bir milyarder haline gelen bir girişimci olan Elon Musk hakkında bir çok görüş var

Let's see how the candidate's bigoted opinions will affect the outcome of the election.

Adayın bağnaz fikirlerinin seçim sonucunu nasıl etkileyeceğini görelim.

He is a smart person. By which I mean, I agree with his opinions.

O zeki bir kişidir. Demek istediğim, onun görüşlerine katılıyorum.

- Sometimes he has difficulty being articulate about his views.
- He sometimes has trouble expressing his opinions.

Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.

- I admire a person who expresses a frank opinion.
- I admire people who express their opinions frankly.

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım.

There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.

Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.

Everyone has the right to freedom of opinion and expression; this right includes freedom to hold opinions without interference and to seek, receive and impart information and ideas through any media and regardless of frontiers.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.