Translation of "Instead" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Instead" in a sentence and their turkish translations:

Instead...

Onun yerine...

In economics instead.

ekonomi üzerinden yapacağız.

Ask Tom instead.

Onun yerine Tom'a sor.

Try this instead.

Onun yerine bunu dene.

Ask them instead.

Onun yerine onlara sor.

Ask him instead.

Onun yerine ona sor.

Ask her instead.

Onun yerine ona sor.

- What would we do instead?
- What should we do instead?

- Onun yerine ne yapardık?
- Onun yerine ne yapacaktık?

- What do you suggest instead?
- What do you propose instead?

Onun yerine ne önerirsin?

- Can we speak French instead?
- Could we speak French instead?

Onun yerine Fransızca konuşabilir miyiz?

But instead of opinions,

ve herkese fikirleri yerine

And instead said this ...

ve şunları söyledi:

A hussar regiment instead.

bunun yerine hafif süvari alayına

Let's play cards instead.

Onun yerine kart oynayalım.

Work instead of chatting!

- Sohbet yerine çalışın!
- Konuşmak yerine çalışın!

Let's do that instead.

Onun yerine bunu yapalım.

Act instead of talking.

Konuşmak yerine hareket edin.

Translate instead of chattering!

Gevezelik edeceğine çevir!

I'll stay home instead.

Onun yerine evde kalacağım.

- I decided to do that instead.
- I've decided to do that instead.
- I've decided I'll do that instead.

Onun yerine bunu yapmaya karar verdim.

- He went instead of his dad.
- He went instead of his father.

Babasının yerine o gitti.

And we stay silent instead.

ve sessiz kalıyoruz.

If instead I tell you

Bunun yerine size

And walkways instead of streets,

caddeler yerine yürüyüş alanları

instead of teaching our children

çocuklara cesur erkek ya da

And instead engage in dialogue

korumak adına,

Can we speak French instead?

Onun yerine Fransızca konuşabilir miyiz?

Could we speak French instead?

Onun yerine Fransızca konuşabilir miyiz?

What would you do instead?

Onun yerine ne yapardın?

Would you like that instead?

Yerine onu ister misiniz?

I'll buy an iPhone instead.

- Yerine bir iPhone satın alacağım.
- Onun yerine iPhone alacağım.

I bought a bicycle instead.

Onun yerine bir bisiklet aldım.

Tom went instead of Mary.

Mary'nin yerine Tom gitti.

What do you propose instead?

Onun yerine ne önerirsin?

What did you do instead?

Onun yerine ne yaptın?

What should I do instead?

Onun yerine ne yapmalıyım?

What would we do instead?

Onun yerine ne yapacaktık?

What do you want instead?

Onun yerine ne istersin?

What did Tom do instead?

Tom onun yerine ne yaptı?

What should we do instead?

Onun yerine ne yapmalıyız?

Let's go to Boston instead.

Onun yerine Boston'a gidelim.

And move to massive innovation, instead.

ve bunun yerine büyük inovasyona geçersiniz.

Instead of being the resilience expert,

Dayanıklılık uzmanı olmak yerine,

Instead, we should ask the following:

Bunun yerine şunları sormalıyız:

And instead of that messy lunge...

Ve o düzensiz hamle yerine...

Tom went there instead of Mary.

Mary'nin yerine oraya Tom gitti.

We planted peanuts instead of cotton.

Pamuk yerine fıstık ektik.

Instead of stopping, the rain increased.

Yağmur duracağı yerde arttı.

They shake hands instead of bowing.

Başla selamlama yerine tokalaştılar.

Instead of smiling, the boy cries.

Çocuk gülmek yerine ağlar.

He uses honey instead of sugar.

O, şeker yerine bal kullanır.

We learned Russian instead of French.

Fransızca yerine Rusça öğrendik.

He took honey instead of sugar.

O şeker yerine bal aldı.

I watched television instead of studying.

Çalışmak yerine TV izledim.

Tom called Mary instead of John.

Tom John yerine Mary'yi aradı.

He takes honey instead of sugar.

O şeker yerine bal alır.

Tom uses honey instead of sugar.

Tom şeker yerine bal kullanır.

I learned French instead of German.

Almanca yerine Fransızca öğrendim.

You ought to read books instead.

Onun yerine kitaplar okumalısın.

I want time instead of money.

Para yerine zaman istiyorum.

He went there instead of me.

Oraya benim yerime o gitti.

Instead, I could help you out.

Onun yerine, size yardım edebilirim.

I had Tom do it instead.

Tom'a onun yerine onu yaptırdım.

May I return the car instead?

Onun yerine, arabayı iade edebilir miyim?

The child cries instead of laughing.

Çocuk güleceği yerde ağlıyor.

Tom blamed Mary instead of himself.

Tom kendisi yerine Mary'yi suçladı.

You can come on Monday instead.

Onun yerine pazartesi günü gelebilirsin.

Instead of posting here, use Twitter.

Buraya posta gönderme yerine Twitter'ı kullan.

Use lemon juice instead of vinegar.

Sirke yerine limon suyu kullan.

I drink coffee instead of milk.

Süt yerine kahve içerim.

Just laugh for 10 minutes instead,

Bunun yerine, 10 dakika gülün

Tom went there instead of me.

Tom benim yerime oraya gitti.

Play outside instead of watching TV.

TV izleme yerine dışarıda oynayın.

Tom went instead of his dad.

Tom babasının yerine gitti.

I used margarine instead of butter.

Tereyağı yerine margarin kullandım.

Please tell her instead of me.

Benim yerime ona söyleyin lütfen. ( O = Kadınlar için o )

Tom used margarine instead of butter.

Tom tereyağı yerine margarin kullandı.

I've decided I'll do that instead.

Onun yerine bunu yapmaya karar verdim.

instead of in English talking about French.

fiilen Fransızca işlendiğine bağlı.

Instead of having old men accumulating wealth,

O ihtiyarlar gibi para biriktirmek

instead of conserved to feed future generations.

yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.

instead of using it you can investigate

kullanmak yerine ya siz de araştırın

Instead, London has 3 million more inhabitants.

Aksine, Londra 3 milyon daha fazla nüfusa sahip.

Will you drink wine instead of milk?

Süt yerine şarap içer misin?

Let's play cards instead of watching television.

TV izlemek yerine iskâmbil oynayalım.

Instead of fewer accidents there are more.

Daha az kazalar yerine daha çok kazalar var.

Could you do this instead of me?

Benim yerime bunu yapar mısın?

He went there instead of his father.

Babasının yerine oraya o gitti.

Instead of complaining, maybe you should help.

Şikayet etme yerine belki yardımcı olmalısın.

Can we do it on Monday instead?

Onun yerine onu pazartesi günü yapabilir miyiz?

I'd rather have tea instead of coffee.

Kahve yerine çay almayı tercih ederim.

Tom suggested going to another supermarket instead.

Tom onun yerine başka bir süpermarkete gitmeyi önerdi.

Instead of him, my brother was arrested.

Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.

Instead of eating here, let's go home.

Burada yeme yerine eve gidelim.

I'll take onion rings instead of fries.

Patates kızartması yerine soğan halkaları alacağım.

Instead of returning home, come with us.

Eve dönme yerine bizimle birlikte gel.