Examples of using "Narrow" in a sentence and their turkish translations:
O, dardır.
Ne dar merdivenler!
Bu çok dar.
Dar görüşlü değilim.
Tom dar görüşlüdür.
Patika dardı.
Bu çok dar mı?
Tom'un dar omuzları var.
Onun dar omuzları var.
Eski kafalı olmaktan vazgeç.
Merdiven dar.
Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi
Zor kurtuldum.
Sokak çok dar.
Kıl payı kurtulduk.
O zar zor kaçmayı başardı.
Tom son derece dar görüşlüdür.
Bu yol çok dar.
Sen dar fikirli bir bireysin.
Yakındaki kapıdan girin.
Bu bina çok dar.
Bu çok küçük ve dar.
Tom kıl payı kurtuldu.
Bu dar bir sokak.
Bu kadar dar görüşlü olma!
Tom dar görüşlü olduğumu söylüyor.
Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.
Sanırım Tom dar görüşlü.
Cadde kamyonlar için çok dar.
Kanyon yarığı burada gerçekten daralıyor.
Açı çok dar olurdu.
Kasabanın çok dar şeritleri var.
Köye giden dar bir yol var.
Biz dar yol boyunca gittik.
Dar bir patika boyunca yürüdük.
Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.
Dün o kıl payı kurtuldu.
Onu kısıtlamak zorundayız.
Tom dar görüşlü görünüyor.
Tom dar merdivenler aşağı koştu.
Dar bir yol boyunca gittik.
Yol arabalar için çok dar.
O, bu öğleden sonra kıl payı kurtuldu.
Biraz daha açık olur musun?
Tom'un geniş omuzları ve dar kalçaları vardır.
Mary'nin dar omuzları ve geniş kalçaları vardır.
- Tom gerçekten bağnaz, değil mi?
- Tom gerçekten dar görüşlü, değil mi?
Tom oldukça dar görüşlü, değil mi?
Tom çok dar görüşlü, değil mi?
O dar görüşlü dindar bir kızdı.
Sadece senin dar görüşlü fikirlerin ilginç.
Bu kentin sokakları dardır.
Hiç ucu ucuna kurtuldun mu?
Tom ölümden kıl payı kurtuldu.
- Otele çıkan cadde dardır.
- Otele çıkan sokak dar.
Otele giden yol dar.
Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.
Kapı bir araba için çok dar.
Kapı kamyon için çok dardı.
Kapı araba için çok dar.
Bahçeye açılan kapı çok dar.
İnsan dar bir yolda yürüyor.
Tom dar görüşlü.
Dar ve dolambaçlı bir yoldan aşağıya doğru yürüdük.
Patlamadan kıl payı kurtulduk.
Mülteciler dar, bakımsız arka sokakta yaşıyordu.
Geçitler yolcu gemisi için çok dardı.
Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
Otele giden yol dardır.
Tom yüksek hızla dar tünelden geçti.
Bu yol arabaların geçemeyeceği kadar çok dar.
Bu yol kamyonların geçemeyeceği kadar çok dar.
Kamyon dar yolda duvar boyunca sıyırdı.
Evimin önündeki sokak oldukça dar.
Sokak, otomobillerin geçemeyeceği kadar dar.
Tom ve Mary'nin ikisi de oldukça dar görüşlü, değil mi?
Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.
Çatıya giden merdiven, dar, dik ve karanlık.
Ne yazık ki o bu değişiklikleri kabul etmek için biraz fazla dar görüşlüdür.
Tom dar görüşlü, değil mi?
Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.
O yol bir arabayı kullanmak için çok dar.
Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
Kapı o kadar dar ki araba geçemez.
Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.
Arabası bir gölün içine doğru yol alırken kıl payı kurtuldu.
Dar bir ortamda birinin önünden geçerken yüzünü mü, yoksa arkanı mı dönersin?
Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip
Artık korumasız kalan bu çok dar geçitten geçerek Roma birliğinin yanına sarkmayı planlamıştı.
Toplam tutulma herhangi bir zamanda sadece dünya yüzeyinin dar bir kesiminden görülebilir
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,