Translation of "Narrow" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Narrow" in a sentence and their turkish translations:

It's narrow.

O, dardır.

What narrow stairs!

Ne dar merdivenler!

It's too narrow.

Bu çok dar.

I'm not narrow-minded.

Dar görüşlü değilim.

Tom is narrow-minded.

Tom dar görüşlüdür.

The path was narrow.

Patika dardı.

Is this too narrow?

Bu çok dar mı?

Tom has narrow shoulders.

Tom'un dar omuzları var.

He has narrow shoulders.

Onun dar omuzları var.

Stop being narrow-minded.

Eski kafalı olmaktan vazgeç.

The staircase is narrow.

Merdiven dar.

We've created narrow job definitions

Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi

I had a narrow escape.

Zor kurtuldum.

The street is very narrow.

Sokak çok dar.

We had a narrow escape.

Kıl payı kurtulduk.

She had a narrow escape.

O zar zor kaçmayı başardı.

Tom is extremely narrow-minded.

Tom son derece dar görüşlüdür.

This road is very narrow.

Bu yol çok dar.

You're one narrow minded individual.

Sen dar fikirli bir bireysin.

Enter by the narrow gate.

Yakındaki kapıdan girin.

This building is very narrow.

Bu bina çok dar.

It's very small and narrow.

Bu çok küçük ve dar.

Tom had a narrow escape.

Tom kıl payı kurtuldu.

This is a narrow street.

Bu dar bir sokak.

Don't be so narrow-minded!

Bu kadar dar görüşlü olma!

Tom says I'm narrow-minded.

Tom dar görüşlü olduğumu söylüyor.

- I don't think I'm narrow-minded.
- I don't think that I'm narrow-minded.

Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.

- I think Tom is narrow-minded.
- I think that Tom is narrow-minded.

Sanırım Tom dar görüşlü.

- The street is too narrow for lorries.
- The street is too narrow for trucks.

Cadde kamyonlar için çok dar.

Slot canyon's getting really narrow here.

Kanyon yarığı burada gerçekten daralıyor.

The angle would be too narrow.

Açı çok dar olurdu.

The town has many narrow lanes.

Kasabanın çok dar şeritleri var.

There's narrow road to the village.

Köye giden dar bir yol var.

We went along the narrow road.

Biz dar yol boyunca gittik.

We walked along a narrow path.

Dar bir patika boyunca yürüdük.

They walked along a narrow path.

Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.

She had a narrow escape yesterday.

Dün o kıl payı kurtuldu.

We've got to narrow it down.

Onu kısıtlamak zorundayız.

Tom seems to be narrow-minded.

Tom dar görüşlü görünüyor.

Tom jogged down the narrow staircases.

Tom dar merdivenler aşağı koştu.

We went along a narrow road.

Dar bir yol boyunca gittik.

The road is too narrow for cars.

Yol arabalar için çok dar.

He had a narrow escape this afternoon.

O, bu öğleden sonra kıl payı kurtuldu.

Can you narrow that down a little?

Biraz daha açık olur musun?

Tom has wide shoulders and narrow hips.

Tom'un geniş omuzları ve dar kalçaları vardır.

Mary has narrow shoulders and wide hips.

Mary'nin dar omuzları ve geniş kalçaları vardır.

Tom is really narrow-minded, isn't he?

- Tom gerçekten bağnaz, değil mi?
- Tom gerçekten dar görüşlü, değil mi?

Tom is quite narrow-minded, isn't he?

Tom oldukça dar görüşlü, değil mi?

Tom is very narrow-minded, isn't he?

Tom çok dar görüşlü, değil mi?

She was a narrow-thinking religious girl.

O dar görüşlü dindar bir kızdı.

Only your narrow-minded ideas are interesting.

Sadece senin dar görüşlü fikirlerin ilginç.

The streets of this city are narrow.

Bu kentin sokakları dardır.

Have you ever had a narrow escape?

Hiç ucu ucuna kurtuldun mu?

Tom had a narrow escape from death.

Tom ölümden kıl payı kurtuldu.

- The street which leads to the hotel is narrow.
- The street leading to the hotel is narrow.

- Otele çıkan cadde dardır.
- Otele çıkan sokak dar.

- The road which leads to the hotel is narrow.
- The road that leads to the hotel is narrow.

Otele giden yol dar.

We define masculinity in a very narrow way,

Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.

The gate is too narrow for a car.

Kapı bir araba için çok dar.

The gate was too narrow for the truck.

Kapı kamyon için çok dardı.

The gate is too narrow for the car.

Kapı araba için çok dar.

The door to the garden is very narrow.

Bahçeye açılan kapı çok dar.

The man is hiking on a narrow path.

İnsan dar bir yolda yürüyor.

- Tom is closed-minded.
- Tom is narrow-minded.

Tom dar görüşlü.

We walked down a narrow and winding path.

Dar ve dolambaçlı bir yoldan aşağıya doğru yürüdük.

We had a narrow escape from the explosion.

Patlamadan kıl payı kurtulduk.

The refugees were living in a narrow, squalid backstreet.

Mülteciler dar, bakımsız arka sokakta yaşıyordu.

The straits were too narrow for the cruise ship.

Geçitler yolcu gemisi için çok dardı.

Streets are often twisted and narrow in the suburbs.

Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.

The road that leads to the hotel is narrow.

Otele giden yol dardır.

Tom drove through the narrow tunnel at high speed.

Tom yüksek hızla dar tünelden geçti.

This road is too narrow for cars to pass.

Bu yol arabaların geçemeyeceği kadar çok dar.

This road is too narrow for trucks to pass.

Bu yol kamyonların geçemeyeceği kadar çok dar.

The truck scraped along the wall in the narrow road.

Kamyon dar yolda duvar boyunca sıyırdı.

The street in front of my house is pretty narrow.

Evimin önündeki sokak oldukça dar.

The street is too narrow for the passage of automobiles.

Sokak, otomobillerin geçemeyeceği kadar dar.

Tom and Mary are both quite narrow-minded, aren't they?

Tom ve Mary'nin ikisi de oldukça dar görüşlü, değil mi?

But the young male isn't allowed to share the narrow branch.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

The staircase leading to the rooftop is narrow, steep, and dark.

Çatıya giden merdiven, dar, dik ve karanlık.

Unfortunately he's a little too narrow-minded to accept these changes.

Ne yazık ki o bu değişiklikleri kabul etmek için biraz fazla dar görüşlüdür.

- Tom is petty, isn't he?
- Tom is narrow-minded, isn't he?

Tom dar görüşlü, değil mi?

The street behind my house is too narrow for delivery trucks.

Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.

That road is too narrow for a car to drive on.

O yol bir arabayı kullanmak için çok dar.

We have to find a way to narrow down the list.

Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.

You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.

Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.

The gate is so narrow that the car can't pass through it.

Kapı o kadar dar ki araba geçemez.

In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.

Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.

Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.

Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.

She had a narrow escape when her car skidded off the road into a lake.

Arabası bir gölün içine doğru yol alırken kıl payı kurtuldu.

When passing someone in a narrow space, do you face them or turn your back?

Dar bir ortamda birinin önünden geçerken yüzünü mü, yoksa arkanı mı dönersin?

It's too narrow in that canyon. So, I'm gonna rappel on to the edge of the canyon,

Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip

He planned to flank the Roman contingent through a very narrow passage that was now left unguarded.

Artık korumasız kalan bu çok dar geçitten geçerek Roma birliğinin yanına sarkmayı planlamıştı.

A total eclipse is only visible from a narrow strip (about 150 km wide) of the Earth's surface at any one time.

Toplam tutulma herhangi bir zamanda sadece dünya yüzeyinin dar bir kesiminden görülebilir

The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.

İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,