Examples of using "Path" in a sentence and their turkish translations:
Sadece bir yol.
Yürüdüğün yolu göz önünde bulundur.
Barış için yol yoktur. Barış yoldur.
Sevmek için yol yoktur. Sevgi yoldur.
Tom yanlış yolu seçti.
Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.
Yol bozuk.
Yol direkt.
Ben başka bir yol seçtim.
Patika dardı.
Yol üzerinde kal.
Bu yol tehlikelidir.
Yol kaygan.
Bize doğru yolu göster.
Bu yol nereye gider?
Sadece bu yolda kal.
O, kötü bir yoldadır.
- İyi bir yol üzerindesin.
- İyi yolda gidiyorsun.
- Leyla, Sami'nin yolunda ilerledi.
- Leyla, Sami'nin yolunu izledi.
Hayat uzun bir yoldur.
Tom yanlış yolu seçti.
Yol üzerinde yürüdüm.
O bir yol değil fakat bir patika.
domino etkisi yaratan hareketi başlattık.
Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.
İlerlemek için en iyi yolumuz ne?
O, yoldaki karı temizledi.
Yol çitlerle sınırlanmıştır.
Yol köye gider.
Dar bir patika boyunca yürüdük.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.
Tom'un yolu zor olanıdır.
Bırak Tom kendi yoluna gitsin.
Yangın boyunca hiç yol yok.
Rio'da bir bisiklet yolu çöktü.
Sen başarı yolundasın.
Tom tenha bir yolda yürüdü.
O yol dağa gidiyor.
Leyla yanlış yoldan indi.
Sami İslam yolunu seçti.
Bu yol sizi nereye götürür?
Bu patika nereye gidiyor?
O bir yol değil fakat bir patika.
Biz ormanda bir patika açtık.
Tarlaların içinde bir patika var.
Herkes kendi yolunu bulması gerekiyor.
Herkesin kendi yolunu bulması gerekiyor.
Yol dik yamaca doğru zikzak çiziyordu.
Diğer yolun daha güvenli olduğunu düşündüm.
Ben kendi yolumu bulmak zorundaydım.
Solda gizli bir patika var.
Bu yolun nereye götürdüğünü düşünüyorsunuz?
Kendi yolunu seçmek zorundasın.
Ormanda bir yol açtık.
Ormanda bir patika var.
Bunun doğru yol olduğunu düşünüyorum.
Sanırım doğru yoldayız.
- Hayat bir gül yolu değildir.
- Hayat tozpembe değildir.
Sami açıkça doğru yoldaydı.
onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde
İnsan dar bir yolda yürüyor.
Bu yol, tren istasyonuna mı gidiyor?
Tom Mary'nin önündeki yoldan aşağı doğru koştu.
Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.
Orman yolu tamamen karla kaplandı.
At sırtında bir adam yol boyunca geldi.
Dar ve dolambaçlı bir yoldan aşağıya doğru yürüdük.
Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer.
Rio'da bir yüksek sahil bisiklet yolu çöktü.
Bu yol sizi türbeye götürecek.
Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.
Volkan önüne çıkan her şeyi yok ediyor.
Gelecek hangisinde yatıyor: Ulusalcılık mı, küreselcilik mi?
Yaşamdaki kendi yolunu seçmek zorundasın.
Moğol orduları yolları üzerindeki her şeyi ortadan kaldırdı.
Bana otobüs durağına giden yolu gösterin lütfen.
Biz doğrudan fırtınanın yolu üzerindeydik.
Bu yol yağmurdan sonra çamur olmaya eğilimlidir.
Kırsal alana zarar verdiler, yollarında her şeyi bozuyorlardı..
diğer yolun aktivasyonu ise olumsuz duygular ve kaçınmalara yol açıyor.
şiddet içermeyen protesto yolunu takip edenleri
Başarının yolu risk ve belirsizliklerle döşelidir.
birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.
Leclerc'in ölümleri onun için bir yol açtı. Ertesi yıl, Davout'un birlikleri
Yollarındaki sayıca fazla Fransız kuvvetleri sadece geri çekilin.
İki ev arasındaki yol kar tarafından bloke edildi.
ne hissettiğimizi anlamak için tek yol bu.
Yaşlı bir adam karanlık bir yolda yalnız oturuyordu.
Neden bu patikadan plaja inmiyoruz?
Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.
gösteren bu günlerde pek çok geçerli kaygı var.
ve Dünya ile çarpışacak bir yolda olsaydı
Bu yol sizi nereye götürür?
Bize doğru yolu göster.
Bisiklet yolunun partizan politikasıyla ne ilgisi var?
- Biz doğru yoldayız.
- Doğru yol üzerindeyiz.
takip edecekleri yollar için daha büyük seçimlere