Translation of "Minded" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Minded" in a sentence and their turkish translations:

- Tom is closed-minded.
- Tom is narrow-minded.

Tom dar görüşlü.

She's open-minded.

O açık fikirli.

He's open-minded.

O açık fikirli.

He's closed-minded.

O, kapalı fikirlidir.

You are strong-minded.

- Güçlü bir iraden var.
- Hafızan kuvvetli.

You're really absent-minded.

Sen gerçekten unutkansın.

He's very fair-minded.

O çok tarafsızdır.

I'm not narrow-minded.

Dar görüşlü değilim.

Tom is absent-minded.

Tom dalgın.

Tom is broad-minded.

- Tom açık görüşlüdür.
- Tom geniş fikirlidir.

Tom was absent-minded.

Tom dalgındı.

Tom is narrow-minded.

Tom dar görüşlüdür.

Are you open-minded?

Açık fikirli misin?

Are you broad-minded?

Açık fikirli misin?

Tom is open-minded.

Tom açık görüşülüdür.

Stop being narrow-minded.

Eski kafalı olmaktan vazgeç.

You're very absent-minded.

Sen çok unutkansın.

I'm very absent-minded.

Ben çok dalgınım.

I'm very broad-minded.

Ben çok geniş fikirliyim.

I'm very open-minded.

Ben çok açık görüşlüyüm.

I hate strong-minded women.

Azimli kadınlardan nefret ederim.

Tom is extremely narrow-minded.

Tom son derece dar görüşlüdür.

Tom is very absent-minded.

Tom çok dalgın.

Tom is very broad-minded.

- Tom çok hoşgörülü.
- Tom çok geniş fikirli.

You're one narrow minded individual.

Sen dar fikirli bir bireysin.

Sometimes, everyone is simple minded.

Bazen herkes basit düşüncelidir.

Tom minded his own business.

Tom kendi işini önemsedi.

Don't be so narrow-minded!

Bu kadar dar görüşlü olma!

Tom is very independent-minded.

Tom çok bağımsız fikirli.

We're all like-minded here.

- Burada hepimiz hemfikiriz.
- Burada hepimiz benzer düşüncedeyiz.

Tom says I'm narrow-minded.

Tom dar görüşlü olduğumu söylüyor.

Tom is very open-minded.

Tom çok açık görüşlü.

- I don't think I'm narrow-minded.
- I don't think that I'm narrow-minded.

Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.

- I think Tom is broad-minded.
- I think that Tom is broad-minded.

Sanırım Tom geniş görüşlü.

- I think Tom is absent-minded.
- I think that Tom is absent-minded.

Tom'un dalgın olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is open-minded.
- I think that Tom is open-minded.

Tom'un açık fikirli olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is narrow-minded.
- I think that Tom is narrow-minded.

Sanırım Tom dar görüşlü.

These symbols connected like-minded people,

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

You know, the single-minded one,

soru ne olursa olsun, sabit fikirli,

I've never minded her behaving badly.

Onun kötü davranışını hiç kafama takmadım.

- He is distracted.
- He's absent-minded.

Onun dikkati dağılmış.

- He's absent-minded.
- He is scatterbrained.

- O sersem.
- O, sersemdir.
- O alıktır.

Tom is open-minded, isn't he?

- Tom açık görüşlü, değil mi?
- Tom açık fikirli, öyle değil mi?

Tom seems to be narrow-minded.

Tom dar görüşlü görünüyor.

He and I are like-minded.

O ve ben hemfikiriz.

Tom and Mary are like-minded.

Tom ve Mary aynı görüşte.

Tom is an independent-minded guy.

Tom bağımsız fikir sahibi bir adamdır.

Tom is a simple-minded person.

Tom cahil bir kişidir.

I'm sometimes a bit absent-minded.

Ben bazen biraz dalgınım.

You should be more open-minded.

Daha açık görüşlü olman gerekir.

You're really absent-minded, aren't you?

Sen gerçekten dalgınsın, değil mi?

- I should've just minded my own business.
- I should have just minded my own business.

Sadece kendi işimi umursamalıydım.

Even smart people are sometimes absent-minded.

Akıllı insanlar bile bazen dalgındır.

Tom is really narrow-minded, isn't he?

- Tom gerçekten bağnaz, değil mi?
- Tom gerçekten dar görüşlü, değil mi?

Tom is quite narrow-minded, isn't he?

Tom oldukça dar görüşlü, değil mi?

Tom is very narrow-minded, isn't he?

Tom çok dar görüşlü, değil mi?

Tom never minded me wearing his clothes.

Tom onun elbiselerini giymemi asla önemsemedi.

Even intelligent people are sometimes absent-minded.

Zeki insanlar bile bazen dalgındırlar.

Only your narrow-minded ideas are interesting.

Sadece senin dar görüşlü fikirlerin ilginç.

At times she can be absent-minded.

Bazen o dalgın olabilir.

Tom is a very strong-minded person.

Tom çok iradeli bir kişi.

Tom is a very civic-minded person.

Tom çok medeni fikirli biri.

Layla is a close-minded arrogant person.

Leyla dar görüşlü, kibirli bir kişidir.

And the thing that I'm single-minded about

Benim sabit fikirli olduğum şey ise

She is an absent-minded and unreliable person.

O unutkan ve güvenilmez bir kişidir.

- I'm open-minded.
- I have an open mind.

Açık görüşlüyüm.

Jim is what is called an absent-minded student.

Jim sözde boş kafalı bir öğrencidir.

Layla is a really dogmatic and close-minded person.

Leyla gerçekten dogmatik ve dar görüşlü bir kişidir.

With a small-minded attitude. Sometimes, what's bad is good.

dar görüşlü bir yaklaşımla yorumlanmamalı. Bazen kötü olan iyidir.

While he was talking, I guess I was absent-minded.

O konuşurken, sanırım ben dalgındım.

Tom and Mary are both quite narrow-minded, aren't they?

Tom ve Mary'nin ikisi de oldukça dar görüşlü, değil mi?

Mary minded her neighbours' children while they went to a funeral.

Onlar bir cenazeye gittiklerinde, Mary komşularının çocuklarını düşündü.

Unfortunately he's a little too narrow-minded to accept these changes.

Ne yazık ki o bu değişiklikleri kabul etmek için biraz fazla dar görüşlüdür.

- Tom is petty, isn't he?
- Tom is narrow-minded, isn't he?

Tom dar görüşlü, değil mi?

I can see you're not as open-minded as I thought you were.

Olduğunu düşündüğüm kadar açık fikirli olmadığını görebiliyorum.

Always finds a way to make the answer whatever it is she's single-minded about.

her zaman başarabilen bir arkadaşı vardır.

Tom is quite absent-minded and sometimes forgets to pick the kids up from school.

Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur.

Layla was a single-minded, uneducated girl and she probably was too immature to be a mother.

Leyla tek yönlü, eğitimsiz bir kızdı ve muhtemelen anne olmak için fazla olgunlaşmamıştı.

As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.

Bana gelince, uluslararası klas bir insan olmaya çabalamak yerine açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

A long time ago when your grandma's grandma wasn't even born, there lived an ill-minded and reckless billionaire. He was a nasty, evil man. But nonetheless he was elected president of the United States of America. This really happened once. Believe me.

Uzun zaman önce, senin büyükannenin büyükanesi henüz doğmamışken, huysuz ve dikkatsiz bir milyarder yaşıyordu.O pis, kötü bir adamdı. Fakat yine de Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçildi. Bu gerçekten bir kez oldu. İnan bana.