Examples of using "Lest" in a sentence and their turkish translations:
Şenlen ki neşesiz ölme.
Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.
Başkalarını yargılama ki yargılanma.
Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
O tutuklanmasın diye kaçtı.
Başarısız olmayasın diye çok çalışmalısın.
O bizi duymasın diye sessizce konuşun.
Dikkat et de treni kaçırmayasın.
- Başarısızlığa uğramamak için çok çalıştı.
- Başarısızlık korkusuna sıkı çalıştı.
Üşütmeyeyim diye kaban giydim.
Geç kalmasın diye ona hatırlatmak için aradık.
O, sınavda başarısız olmasın diye çok çalıştı.
O, onu unutmasın diye not etti.
O, tren kaçırabilir diye endişeliydi.
O unutmasın diye numarayı yazdı.
- Onu ağlarken görmesin diye kafasını çevirdi.
- Kendisini ağlarken görmemesi için başını çevirdi.
Unutmayayım diye onun telefon numarasını yazdım.
Göze çarpmamak için arka kapıdan geldi.
Nietzsche "Siz de bir canavara dönüşmek istemiyorsanız canavarla savaşmayın." demiş.
İleride pişmanlık duymak istemiyorsan elinden geleni yapmalısın.
- Düşmemeye dikkat et.
- Düşmemek için dikkatli ol.
Acı gerçekle yüzleşmemek için konuyu fazla deşmeye cesaret edemiyorum!
Uçağı kaçırmayayım diye apar topar havaalanına gittim.
Her şey için çok teşekkür ederim. O unutmasın diye onu yazdı.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
O onun göz yaşlarını görmesin diye yüzünü geri çevirdi.
Nasıl göründüğünü unutmayayım diye lütfen bana bir fotoğrafını ver.
O, tren için geç kalabileceğinden endişeliydi.
Yargılama ki yargılanmayasın.
Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."
Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı, "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."