Translation of "Disturb" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Disturb" in a sentence and their turkish translations:

- Don't disturb me.
- Don't disturb me!

Beni rahatsız etme!

- Do not disturb.
- Do not disturb!

- Rahatsız etme.
- Rahatsız etmeyin.

Don't disturb Tom.

Tom'u rahatsız etmeyin.

Don't disturb her.

Onu rahatsız etmeyin.

Don't disturb us.

Bizi rahatsız etme.

I won't disturb you.

- Seni rahatsız etmeyeceğim.
- Seni rahatsız etmeyecem.

Please do not disturb!

Lütfen rahatsız etmeyin!

Her actions disturb me.

Onun davranışları beni rahatsız ediyor.

Sorry to disturb you.

Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.

Don't disturb the others.

Diğerlerini rahatsız etme.

Do not disturb her.

Onu rahatsız etmeyin.

His actions disturb me.

Onun eylemleri beni rahatsız ediyor.

You don't disturb me.

Beni rahatsız etmiyorsun.

Tom won't disturb you.

Tom seni rahatsız etmeyecek.

You disturb me a lot.

Benim düzenimi çok bozuyorsunuz.

Try not to disturb Tom.

Tom'u rahatsız etmemeye çalış.

Who doesn't come, doesn't disturb.

Kim gelmiyor, rahatsız etme.

Try not to disturb us.

Bizi rahatsız etmemeye çalış.

Try not to disturb them.

Onları rahatsız etmemeye çalış.

Try not to disturb me.

Beni rahatsız etmemeye çalış.

Try not to disturb him.

Onu rahatsız etmemeye çalış.

Try not to disturb her.

Onu rahatsız etmeye çalışma.

I'm sorry to disturb you.

- Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

- Do not disturb her.
- Don't bother with that.
- Don't disturb her.
- Don't bother her.

Onu rahatsız etmeyin.

Work quietly lest you disturb others.

Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.

Does the cough disturb your sleep?

Öksürük uykunu rahatsız ediyor mu?

Don't disturb me while I'm studying.

Çalışırken beni rahatsız etmeyin.

I don't want to disturb Tom.

Tom'u rahatsız etmek istemiyorum.

I don't want to disturb you.

Seni rahatsız etmek istemiyorum.

I didn't want to disturb Tom.

Tom'u rahatsız etmek istemedim.

I didn't want to disturb you.

Seni rahatsız etmek istemedim.

- Don't disturb me.
- Don't annoy me.

Beni rahatsız etme.

Do I dare disturb the universe?

Evrene rahatsızlık vermeye cüret eder miyim?

Do not disturb, I'm studying languages!

Rahatsız etme, ben dil çalışıyorum!

Don't disturb Tom while he's studying.

Çalışırken Tom'u rahatsız etme.

I didn't mean to disturb you.

Seni rahatsız etmek istemedim.

I don't want to disturb them.

Onları rahatsız etmek istemiyorum.

I don't want to disturb him.

Onu rahatsız etmek istemiyorum.

I didn't want to disturb them.

Onları rahatsız etmek istemedim.

I didn't want to disturb him.

Onu rahatsız etmek istemedim.

I didn't want to disturb her.

Onu rahatsız etmek istemedim.

- Don't disturb them.
- Don't bother them.

Onları rahatsız etme.

- Don't disturb him.
- Don't bother him.

Onu rahatsız etme.

- Don't disturb us.
- Don't bother us.

Bizi rahatsız etme.

I hope you didn't disturb Tom.

Umarım Tom'u rahatsız etmediniz.

Don't disturb Tom while he's sleeping.

Tom uyurken rahatsız etme.

How important it is to disturb them

bunun ne büyük önemi onları rahatsız edip

Don't disturb her while she is sleeping.

Uyurken onu rahatsız etme.

I didn't want to disturb the patients.

Hastaları rahatsız etmek istemedim.

I'm sorry to disturb you this late.

Sizi bu kadar geç saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm.

You were considerate not to disturb us.

Sen bizi rahatsız etmemek için saygılıydın.

I cannot disturb the doctor at this time.

Bu vakitte doktoru rahatsız edemem.

- I won't bother you.
- I won't disturb you.

Seni rahatsız etmeyeceğim.

- I will try not to disturb you while you are studying.
- I'll try not to disturb you while you're studying.

Sen ders çalışıyorken seni rahatsız etmemeye çalışacağım.

Does it disturb you for me to smoke here?

Benim burada sigara içmem sizi rahatsız ediyor mu?

I'm sorry to disturb you so late at night.

Gece bu kadar geç saatte sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

I'll do my best not to disturb your studying.

Seni işinden alıkoymamaya çalışacam.

- Don't bother me.
- Don't disturb me.
- Don't distract me.

Beni rahatsız etme.

Don't disturb her. She is at work right now.

Onu rahatsız etmeyin. Şu anda çalışıyor.

I saw that you were working and didn't disturb you.

Çalıştığınızı gördüm ve sizi rahatsız etmedim.

- I don't want to disturb him.
- I don't want to disturb her.
- I wouldn't want to bother him.
- I don't want to bother him.

Onu rahatsız etmek istemiyorum.

I'm sorry to disturb you, but we have a big problem.

Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm ama büyük bir sorunumuz var.

- I don't want to disturb her.
- I don't want to bother her.

Onu rahatsız etmek istemiyorum.

I'm sorry to disturb you, but there's a phone call for you.

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat sizin için bir telefon çağrısı var.

- I didn't want to bother you.
- I didn't want to disturb you.
- I didn't mean to bother you.
- I didn't mean to disturb you.
- I didn't want to annoy you.

Seni rahatsız etmek istemedim.

Emily is studying in her room right now, so please do not disturb her.

Emily şu anda odasında ders çalışıyor, bu yüzden lütfen onu rahatsız etmeyin.

- May I bother you for a moment?
- May I disturb you just a moment?

Sizi biraz rahatsız edebilir miyim?

Tom didn't want to disturb Mary so late at night, but it was an emergency.

Tom Mary'yi gece geç saatte rahatsız etmek istemedi, ama acil bir durumdu.

- I'm sorry to interrupt you while you're talking.
- I'm sorry to disturb you while you're talking.

Konuşurken sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

- I'm sorry to have disturbed you.
- I am sorry to have troubled you.
- Sorry to trouble you.
- Sorry to bother you.
- I'm sorry to disturb you.
- I'm sorry that I bothered you.
- I'm sorry for bothering you.

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.