Translation of "Took" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Took" in a sentence and their turkish translations:

- Tom took another swig.
- Tom took another sip.

Tom bir yudum daha aldı.

- I took another sip.
- I took another swig.

Bir yudum daha aldım.

- Tom took these pictures.
- Tom took these photographs.

- Bu resimleri Tom çekti.
- Tom bu resimleri çekti.

- Tom took off his pants.
- Tom took his pants off.
- Tom took his trousers off.
- Tom took off his trousers.

Tom pantolonunu çıkardı.

I took Carmenia,

Carmenia'yı aldım,

They took me!

Onlar beni götürdüler!

That took guts.

O epeyce cesur.

He took revenge.

- O intikam aldı.
- İntikam aldı.

He took risks.

O, riskleri aldı.

Tom took risks.

Tom risk aldı.

She took risks.

O, riskleri aldı.

Mary took risks.

Mary riskleri aldı.

We took risks.

Biz riskleri aldık.

They took risks.

Onlar riskleri aldı.

It took time.

Bu zaman aldı.

Tom took cover.

Tom saklandı.

Tom took everything.

Tom her şeyi aldı.

Tom took it.

Tom onu aldı.

Tom took notes.

Tom notlar aldı.

Tom took off.

Tom giysilerini çıkardı.

Tom took over.

Tom yönetimi devraldı.

Tom took something.

Tom bir şey aldı.

I took risks.

Risk aldım.

Who took it?

Onu kim aldı?

It took months.

Bu aylar sürdü.

Tom took photos.

Tom fotoğraflar çekti.

I took it.

Onu aldım.

Layla took action.

Leyla harekete geçti.

- Tom took a short cut.
- Tom took a shortcut.

Tom kestirmeden gitti.

- It took just an hour.
- It only took an hour.

- Sadece bir saat sürdü.
- Sadece bir saat aldı.

- Mary took her necklace off.
- Mary took off her necklace.

Mary kolyesini çıkardı.

- Tom took off his headphones.
- Tom took his headphones off.

Tom kulaklıklarını çıkardı.

- Tom took off his belt.
- Tom took his belt off.

Tom kemerini çıkardı.

- Tom took off his hat.
- Tom took off his cap.

Tom şapkasını çıkardı.

- Mary took off her earrings.
- Mary took her earrings off.

Mary küpelerini çıkardı.

- Tom took off his boots.
- Tom took his boots off.

Tom çizmesini çıkardı.

- I took the last cookie.
- I took the last biscuit.

Son kurabiyeyi aldım.

- What Tom did took guts.
- What Tom did took courage.

Tom'un yaptığı şey cesaret aldı.

- Tom took off his sunglasses.
- Tom took his sunglasses off.

Tom güneş gözlüklerini çıkardı.

- Tom took off his shoes.
- Tom took his shoes off.

Tom ayakkabılarını çıkarttı.

- Tom took off his cap.
- Tom took his cap off.

Tom şapkasını çıkardı.

- Tom took off his clothes.
- Tom took his clothes off.

Tom elbiselerini çıkardı.

- Tom took out the garbage.
- Tom took the trash out.

Tom çöpü çıkardı.

- I took my shoes off.
- I took off my shoes.

Ben ayakkabılarımı çıkardım.

- Tom took off his hat.
- Tom took his hat off.

Tom şapkasını çıkardı.

- Tom took his gloves off.
- Tom took off his gloves.

Tom eldivenlerini çıkardı.

- Tom took out a notebook.
- Tom took a notebook out.

Tom bir defter çıkardı.

- Tom took the clock apart.
- Tom took the watch apart.

Tom saati parçalara ayırdı.

- They took their gloves off.
- They took off their gloves.

Eldivenlerini çıkardılar.

- I took off my shirt.
- I took my shirt off.

Gömleğimi çıkardım.

It took 400 days.

400 gün sürdü.

We took turns singing

Sırayla şarkı söylüyorduk

But Rome took notice.

Ama Roma da bunun farkına varmıştı.

Construction took 5 years

inşaatı 5 yıl sürdü

Escobar took them hostage

Escobar ise onları rehin aldı

They immediately took action

Hemen harekete geçtiler

His enemies took heart.

Bu onun düşmanlarını yüreklendirdi.

It took all evening.

O bütün akşam sürdü.

Brian took some roses.

Brian bazı güller aldı.

The medicine took effect.

İlaç etkisini gösterdi.

She took her book.

O kitabını aldı.

She took my hand.

- O benim elimi tuttu.
- O, elimi tuttu.

He took Bill swimming.

O, Bill'i yüzmeye götürdü.

Tom took the job.

Tom işi aldı.

Tom took some medicine.

Tom biraz ilaç aldı.

Mary took maternity leave.

Mary hamilelik izni aldı.

She took it off.

Onu çıkardı.

He took a picture.

O bir resim çekti.

I took my revenge.

Ben intikamımı aldım.

Grant took 14,000 prisoners.

Grant, 14.000 tutsak aldı.

He took his book.

O kitabını aldı.

Tom took a shower.

Tom bir duş aldı.

I took to her.

Ondan hoşlandım.

They took the subway.

Onlar metroya bindi.

Who took the picture?

- Resmi kim aldı?
- Resmi kim çekti?

Who took me here?

Beni buraya kim getirdi?

Everybody took his position.

Herkes pozisyonunu aldı.

Tom took Friday off.

Tom cuma günü izin aldı.

They took Tom away.

Tom'u götürdüler.

Who took the money?

Parayı kim aldı?

He took his time.

İstediği gibi zaman harcadı.

I took my child.

Çocuğumu aldım.

I took the medicine.

İlaç aldım.

Someone took my place.

Biri yerimi aldı.

It took two weeks.

O iki hafta aldı.

It took a month.

O bir ay aldı.

Who took this picture?

Bu resmi kim çekti?

Tom took a picture.

Tom bir resim çekti.

Tom took Mary's picture.

Tom, Mary'nin resmini çekti.

We took it slow.

Biz onu ağırdan aldık.

We took every precaution.

- Biz her önlemi aldık.
- Biz her tedbiri aldık.