Translation of "Homes" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Homes" in a sentence and their turkish translations:

Thousands lost their homes.

Binlerce insan evlerini kaybettiler.

Thirteen homes were destroyed.

On üç ev yıkıldı.

Stay in your homes.

Evlerinizde kalın.

Thirteen homes have been destroyed.

On üç tane ev yıkıldı.

Three homes were completely destroyed.

Üç tane ev tamamen yıkıldı.

Thousands of homes were destroyed.

Binlerce ev tahrip edildi.

People are losing their homes.

İnsanlar evlerini kaybediyor.

- Many lost their homes in the earthquake.
- Many lost their homes during the earthquake.

- Deprem sırasında birçok insan evini kaybetti.
- Deprem sırasında birçok kişi evini kaybetti.

They planted bombs outside our homes.

Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.

I sometimes visit my friends' homes.

Ben bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.

We're all far from our homes.

Hepimiz evlerimizden uzağız.

Men make houses, women make homes.

Erkekler ev yapar, kadınlar yuva yapar.

Sami bought and sold repossessed homes.

Sami geri dönüşümlü evleri satın aldı ve sattı.

And while we've been in our homes,

Biz evlerimizdeyken

We all have blankets in our homes

Hepimiz evinde battaniye var

Many lost their homes after the earthquake.

Birçoğu depremden sonra evlerini kaybetti.

There are pretty homes in this neighborhood.

Bu semtte güzel evler vardır.

Many people had no homes at all.

Birçok insanın hiç evleri yoktu.

We should be safe in our homes.

Evlerimizde güvende olmamız gerek.

Many people lost their homes after the earthquake.

Birçok kişi deprem sonrası evini kaybetti.

The homes on the coast are very expensive.

Kıyıdaki evler çok pahalı.

Thousands of homes were destroyed by the flood.

Binlerce ev sel tarafından tahrip edildi.

They were free to return to their homes.

Evlerine dönmek için özgürdüler.

The settlers built their homes along the river.

Yerleşimciler evlerini nehir boyunca inşa etti.

The homes of hundreds of families were burned.

Yüzlerce ailenin evi yanmıştı.

Their homes don't have electricity or running water.

Evlerinin elektrik veya musluk suyu yok.

After eight years of watching how homes became uncomfortable,

evlerin nasıl huzursuzlaştığını izlediğim bir sekiz seneden sonra;

Turning up almost daily in homes, villages, and schools.

neredeyse her gün evlerde, köylerde ve okullarda görülüyorlar.

So let's compare two homes in China and Nigeria.

Çin ve Nijerya'daki iki evi karşılaştıralım.

So if we would visit any of these homes,

Bu evlerden birini ziyaret etsek

Sitting in our cozy homes because of this virus

bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken

This billionaire has 5 homes in 4 different countries.

Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.

In America, many people have fences around their homes.

Amerika'da birçok kişinin evlerinin etrafında çitleri var.

Sami is using his military skills for burglarizing homes.

Sami evleri soymak için askeri becerilerini kullanıyor.

They gave us 24 hours to leave our homes.

- Evlerimizi terk etmemiz için bize 24 saat süre verdiler.
- Evlerimizi terk etmemiz için bize 24 saat süre tanıdılar.

She had her husband drive the children to their homes.

O, kocasına çocukları arabayla evlerine gönderdi.

Millions of Americans lost their homes during the financial crisis.

Mali kriz sırasında milyonlarca Amerikalı evlerini kaybetti.

Radio and records brought music into our vehicles, into our homes.

Radyo ve plaklar müziği arabalarımıza, evlerimize getirdi.

Tom says that he has 4 homes in 5 different countries.

Tom 5 farklı ülkede 4 evi olduğunu söylüyor.

More than a hundred homes have been damaged by the flood.

Selde yüzden fazla ev hasar gördü.

The hospital bed of the future will be in our own homes.

Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak.

In Harbin, many people invite me to their homes to have dinner.

Harbinde, birçok kişi akşam yemeği yemek için beni evlerine davet ediyor.

The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.

Kedi insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.

So we picked the two homes we have already seen in these countries,

Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,

Outside the school, she saw people with no homes living in cardboard boxes.

O, okul dışında, evi olmayan, karton kutularda yaşayan insanları gördü.

We're even talking about QR codes being installed on the outside of their homes.

QR kodlarının evlerinin dışına kurulmasından bile bahsediyoruz.

Old homes, especially traditional Japanese ones, can be damp and unfriendly to modern life.

Eski evler, özellikle geleneksel Japon olanlar, modern yapıya göre nemli ve soğuk olabilir.

Wealthy immigrants from China are happy to pay stratospherical prices for homes in Vancouver.

Çin'den gelen zengin göçmenler, Vancouver'daki evler için yüksek fiyatlarla ödeme yapmaktan mutlular.

In addition, millions of families will be forced to evacuate their homes and emigrate from

Buna ek olarak, yeryüzünden kaybolmakla en çok tehdit eden ülkeler de dahil olmak üzere

It is quite common in North America for homes to have a one or two-car garage.

Evler için bir veya iki tane araba garajına sahip olmak Kuzey Amerika'da oldukça yaygındır.

Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.

Tom şiddet içeren video oyunlarını çalmak ve yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.

Families and companies across America are improving the energy efficiency of their homes and businesses with help from ENERGY STAR in ways that cost less and help the environment.

Amerika genelinde aileler ve şirketler daha az maliyet ve çevreye yardımcı yollarla ENERGY STAR yardımıyla evlerinin ve işletmelerinin enerji verimliliği geliştiriyorlar.