Translation of "Losing" in Turkish

0.098 sec.

Examples of using "Losing" in a sentence and their turkish translations:

Guarantees losing.

kaybetmen garantidir.

We're losing.

Biz kaybediyoruz.

You're losing.

Kaybediyorsun.

I'm losing.

Ben kaybediyorum.

- No one likes losing.
- Nobody likes losing.

Kimse kaybetmeyi sevmez.

- Losing your health is worse than losing your money.
- Losing one's health is worse than losing money.

Sağlığı kaybetmek para kaybetmekten daha kötüdür.

Losing a battle doesn't mean losing the war!

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez.

losing your home,

evinizi kaybetmeniz

I'm losing weight.

Ben kilo kaybettim.

I hate losing.

Kaybetmekten nefret ederim.

I'm losing here.

Burada kaybediyorum.

We're losing time.

Zaman kaybediyoruz.

You're losing it.

Onu kaybediyorsun.

You're losing me.

Beni kaybediyorsun.

You're losing perspective.

Perspektifini kaybediyorsun.

Tom is losing.

Tom kaybediyor.

We're losing it.

Onu kaybediyoruz.

We're losing perspective.

Biz perspektif kaybediyoruz.

I'm losing blood.

Kan kaybediyorum.

I'm losing business.

İş kaybediyorum.

I'm losing clients.

Müşterileri kaybediyorum.

I'm losing control.

Kontrolü kaybediyorum.

I'm losing it.

Onu kaybediyorum.

I'm losing patience.

Sabırsızlanıyorum.

Tom isn't losing.

Tom kaybetmiyor.

- I'm losing my soul.
- I am losing my soul.

Ruhumu yitiriyorum.

- I'm tired of losing.
- I get tired of losing.

Kaybetmekten bıktım.

[Bear] We're losing daylight.

Hava hızla kararıyor!

I'm losing my mind.

Ben deliriyorum.

Tom can't stand losing.

Tom kaybetmeye katlanamaz.

Do you enjoy losing?

Kaybetmekten hoşlanır mısın?

- You're losing.
- You'll lose.

Sen kaybedeceksin.

I'm always losing things.

Hep bir şeyler kaybediyorum.

Are you losing weight?

Zayıflıyor musun?

You're losing precious time.

Değerli zaman kaybediyorsunuz.

You're losing your marbles.

Sen misketlerini kaybediyorsun.

You're losing your hair.

- Saçların dökülüyor.
- Saçın dökülüyor.
- Saçlarınız dökülüyor.
- Saçınız dökülüyor.

I'm losing my patience.

Sabrımı kaybediyorum.

I'm losing my grip.

Hakimiyetimi kaybediyorum.

I'm losing my powers.

Ben güçlerini kaybediyorum.

You are losing blood.

- Kan kaybediyorsun.
- Kan kaybediyorsunuz.

He is losing blood.

Kan kaybediyor.

Tom is losing blood.

Tom kan kaybediyor.

She is losing blood.

Kan kaybediyor.

Mary is losing blood.

Mary kan kaybediyor.

They are losing blood.

Kan kaybediyorlar.

We are losing blood.

- Biz kan kaybediyoruz.
- Kan kaybediyoruz.

I don't like losing.

Kaybetmeyi sevmiyorum.

Tom is clearly losing.

Tom açıkça kaybediyor.

Tom is losing consciousness.

- Tom bilincini kaybediyor.
- Tom bayılıyor.

Tom is losing control.

Tom kontrolü kaybediyor.

Tom is losing it.

Tom onu kaybediyor.

Tom is losing Mary.

Tom, Mary'yi kaybediyor.

Tom is losing them.

Tom onları kaybediyor.

I'm tired of losing.

Kaybetmekten bıktım.

I'm losing my hair.

Saçımı döküyorum.

Tom is losing interest.

Tom ilgi kaybediyor.

He's losing his balance.

O dengesini kaybediyor.

Tom is losing weight.

- Tom zayıflıyor.
- Tom kilo kaybediyor.

They must be losing.

Onlar kaybediyor olmalı.

Tom is losing ground.

Tom geri çekiliyor.

I don't mind losing.

Kaybetmek umurumda değil.

I can't stand losing.

Kaybetmeye dayanamam.

I'm used to losing.

Ben kaybetmeye alışkınım.

I hate losing money.

Para kaybetmekten nefret ederim.

Losing isn't much fun.

Kaybetmek çok eğlenceli değildir.

Sami started losing consciousness.

Sami bilinç kaybetmeye başladı.

- I don't think we're losing.
- I don't think that we're losing.

Kaybettiğimizi sanmıyorum.

- Loss of health is more serious than loss of money.
- Losing your health is worse than losing your money.
- Losing one's health is worse than losing money.

Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.

Is losing their innovation track.

yolunu nasıl kaybettiğini gösteriyor.

I can't stand losing her.

Ben onu kaybetmeye dayanamam.

Are you losing your mind?

Aklınızı mı kaybediyorsunuz?

My team is always losing.

Takımım her zaman kaybediyor.

He's always losing his mobile.

O, cep telefonunu hep kaybediyor.

I'm getting tired of losing.

Kaybetmekten yoruluyorum.

This casino is losing money.

Bu kumarhane para kaybediyor.

We are continuously losing blood.

Sürekli kan kaybediyoruz.

Tom is losing his concentration.

Tom konsantrasyonunu kaybediyor.

Germany's leaders were losing hope.

Almanya liderleri umudunu kaybediyordu.

I'm afraid of losing you.

Seni kaybetmekten korkuyorum.

Tom is losing his patience.

Tom sabrını kaybediyor.

Tom appears to be losing.

Tom kaybediyor gibi görünüyor.

Tom is losing the fight.

Tom mücadeleyi kaybediyor.

Maybe I'm losing my mind.

Belki aklımı kaybediyorum.

She's afraid of losing money.

O, parayı kaybetmekten korkuyor.

People are losing their jobs.

İnsanlar işlerini kaybediyor.

He's losing too much blood.

Çok fazla kan kaybediyor.

I don't plan on losing.

Kaybetmeye hiç niyetim yok.

We're fighting a losing battle.

Kaybedilen bir savaşta dövüşüyoruz.

The company stopped losing money.

Şirket para kaybetmeyi durdurdu.

The company is losing money.

Şirket para kaybediyor.

You risk losing my trust.

Sen benim güvenimi kaybetmeyi göze alıyorsun.

I'm losing faith in you.

Sana olan güvenimi kaybediyorum.

People are losing their homes.

İnsanlar evlerini kaybediyor.

You'll just be losing ground.

Sadece geri çekiliyor olacaksın.

We're losing too much ground.

Çok fazla toprak kaybediyoruz.