Examples of using "Hardened" in a sentence and their turkish translations:
Onun yüzü sertleşti.
Reçine sertleşmiştir.
İsviçre göç politikasını sertleştirdi.
Tartar sertleşmiş diş plağının bir şeklidir.
O kili ateşe koyarak sertleştirdi.
Ancak, savaş görmüş Roma birlikleri merkezde tutunuyorlar.
Kumandanlarıda savaşa girince Moğolların düşüşü zorlandı